türkiyede internet konferansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
türkiyede internet konferansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma, Aralık 10, 2010

TÜRKİYE’DE INTERNET KONFERANSI 15 YAŞINDA

Türkiye’de Internet Konferansı bu yıl 2-4 Aralıkta İTÜ Ayazağa Kampüsü’nde gerçekleştiriliyor. Katılımın ücretsiz olduğu konferansın ana temaları Internet Yasakları ile Sosyal Medya.

1995 yılında başlayan Türkiye’de Internet Konferansı bu yıl 15. Kez toplanıyor. 2-3-4 Aralık günlerinde gerçekleştirilmekte olan konferans bu yıl İstanbul Teknik Üniversitesi’nin evsahipliğinde Ayazağa kampüsünde. Internet Teknolojileri Derneği’nin organize ettiği konferansa katılım ücretsiz!

Bu yıl 41 oturum, 12 panel, 4 çalıştay ve 10 seminerin yanısıra 15 de bildirinin sunulacağı konferansta ağırlıklı olarak işlenecek konular Internet Yasakları ve Sosyal Medya!

Programdan bazı seçmeler şöyle:

3 Aralık 2010 – Cuma

Nefret Söylemi (Bildirili Panel).
Nefret Söylemi ve Yeni Medya, Işık Barış Fidaner
Nefret Söyleminin Yeni Medya Ortamında Dolaşıma Girmesi ve Türetilmesi, Mutlu Binark
Okur Yorumlarında Üretilen Nefret Söylemi, İlden Dirini
Facebook'ta Nefret Söyleminin Üretilmesi ve Dolaşıma Sokulması, Eser Aygül
Video Paylaşım Ağlarında Üretilen Nefret Söylemi, Tuğrul Çomu
Dijital Oyunlarda Cinsiyetçilik, Günseli Bayraktutan Sütçü
Çevrimiçi Spor Ortamlarında Nefret Söylemi, Altuğ Akın
İnternet'te Nefret Söylemi ve Karşı Örgütlenmeler, Burak Doğu
Yeni Medyada Nefret Söyleminin Hukuki Boyutu, Ayşe Kaymak

Aynı gün buna ek olarak e-kitap yayıncılığı, yeni medyada alternatif emek ve örgütlenme dinamikleri, kripto yönetmeliği ve yeni DNS yönetmeliği konularında oturumlar var.

4 Aralık 2010 – Cumartesi

Yeni Medya; Yeni Fırsatlar, Yeni Meslekler
Sosyal Medya ve Internet Reklamcılığı
Online İtibar Yönetimi ve Sosyal Medya

Gerek internet üzerinde uygulanmakta olan haklı, haksız yasaklar gerekse de sosyal medyanın, sosyal ağın gündelik yaşamımıza derinlemesine nüfuz etmeye devam etmesi toplumsal dönüşüm açısından kayda değer olgular.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Sn. Abdullah Gül, kamu atamaları arefesinde Google’dan da araştırma yaptıklarını ve bireyler ile ilgili olarak asılsız dahi olsa kimi haberlerin internet üzerinde ortaya çıkmasının süreçleri zorladığını belirtti.

Öncelikle bu hassas davranışın altını çizmek gerek. Demek ki internet öyle ya da böyle gündelik hayatımızda önemli bir açıdan kendisine yer ediniyor! Öte yandan doğaldır ki internet ya da herhangi bir bilgi kaynağındaki her türlü bilginin doğru olacağını varsaymamak gerekir. Zengin ve çeşitli bilgi kaynaklarından istifade etmek çok yerinde bir adım. Ancak şunu unutmamak gerekir ki internet bir bilgi kaynağı değil, bilgi üretmede istifade edilecek bir veri havuzudur.

Her veri havuzunda olduğu gibi burada da belli bir ayıklama yapmak ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilmek gerekir. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi için önkoşullar ise veri – enformasyon ve bilgi arasındaki farkın idrak edilmesi, veri ve enformasyondan bilgi üretme sürecinin oturtulması ve herşeyden önemlisi objektif bilginin toplumsal yaşamda bir temel ya da özdeğer olarak benimsenmesidir.


Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1237) - Ooof Off Line Köşesi - 03 12 2010

Çarşamba, Aralık 16, 2009

14. TÜRKİYE’DE INTERNET KONFERANSI

Bu yıl 14.sü gerçekleştirilecek olan Türkiye’de Internet Konferansı’nda ağırlıklı olarak sosyal ağlar ve internet yasakları ele alınacak. Katılımın ücretsiz olduğu konferansta paneller ve bildirilerin yanısıra seminer ve çalışma grupları da yer alıyor.


1995’ten beri yapılmakta olan Türkiye’de Internet Konferansı bu yıl 12-13 Aralık 2009 haftasonu Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere’deki kampüsünde gerçekleştirilecek. Konferansa katılım ücretsiz.

“Türkiye'de Internet ile ilgili grupları biraraya getirerek İnternet'i tüm boyutlarıyla tanıtmak, geliştirmek, tartışmak, İnternet teknolojileri aracılığı ile toplumsal verimliliği artırmak ve toplumun dikkatini olabildiğince bu yöne çekmek amaçlarıyla” gerçekleştirilen bu konferansların bu yılki ana konuları “Sosyal Ağlar", "Yeni Medya", "Fikri Haklar", "İnternet ve Demokrasi” ve “İnternet Yasakları”.

Bu çerçevede 12 Aralık Cumartesi günü “Internet, Siyaset ve Demokrasi”, “Sosyal Ağlar, Fikir Hakları ve Internet Yasakları” adlı paneller, 13 Aralık Pazar günü ise “Internet Gazeteciliği Öldürüyor mu?”, “Toplumsal Paylaşım Ağı : Facebook”, “Sosyal Ağlar: Dünya ve Türkiye”, “Internet ve Hukuk” isimli paneller düzenlenecek.

Panellerin yanısıra çeşitli konularda hazırlanmış olan bildiriler de konferansta sunulacak. Bunlar içinde bazıları şöyle: Megatrends: Geleceğin Eğilimleri (Zafer Babür), Türkiye'de e-Belediye Uygulamaları Araştırma Sonuçları (Mustafa Çoruh), Türkiye'de Facebook Kullanımı Araştırması (Gülüm Şener), Internetin Geleceğine Mantıksal Yaklaşımlar: Marro.ws (Ali Riza Babaoğlan), Bir Toplumsal Yaşam Olasılığı Olarak Internet (Tarık Aktaş), Türkiye’de Sosyal Ağların Yeri ve Sosyal Medyaya Bakış (Ercüment Büyükşener), Bir Türkiye Parodisi: Telekulak! (R. Engür Pişirici), Türkiye'nin Bilgi Toplumu Stratejisi ile Fransaninkinin Karşılaştırılması (Arzu Alpagut), Bilgiye Giden Kestirme Yolda, Demokrasinin Ruhu Olan Eylemselliğe Veda ve Sebebi Olarak Internet Kavramı (Meltem Kurtoğlu), Internette Cevap ve Düzeltme Hakkı (Prof. Dr. Ahmet Çiftçi), Haber Elden Gidiyor mu? Yurttaş Muhabir Büyük Medyaya Karşı (Esra Arsan), Geleceğin Interneti ve Avrupa 7. Çerçeve Programı (Hüseyin Metin).

Konferans sadece panel ve bildirilerden oluşmuyor. Buna ek olarak seminerler ve çalışma grupları da konferansın önemli bir yerini oluşturuyor. Bu seminer ve çalışma gruplarına örrnekler vermek gerekirse: (12 Aralık) Soysal Ağlarda Pazarlama ve Tanıtım özet (Aytaç Mestçi, İnternet Pazarlama Ltd), Web 2.0 Uygulamaları ve Sosyal Ağlar (Yaşar Tonta, Hacettepe Ü., Umut Al, Hacettepe Ü., Orçun Madran, Başkent Ü.), Körler için Bilişim (İbrahim Elibal), Çocuklar için Güvenli İnternet - TBD İstanbul (Levent Karadağ, Arzu Alpagut, Devrim Özcü, Burak Özcü). Bunlara ek olarak Linux ve PHP konularında da teknik seminerler düzenlenecek.

Konferansın ana konularından olan sosyal ağların Türkiye gibi ülkelerdeki algılaması oldukça farklı. Temel internet kullanım istatistikleri ülkemizde internetin genel olarak eğlence ve “sosyalleşmek” amacıyla kullanıldığını göstermekte. Hal böyle olunca işin merkezindeki sosyal ağ siteleri o denli popüler ki Türkiye’den yapılan google aramalarının başında bile “facebook” geliyor. Öte yandan bu denli popüler bir olgunun dönüp dolaşıp yabancı menşeili siteler marifetiyle yaşandığını, yerli sitelerin ise sınırlı bir amacın (partner bulmak) ötesine geçemediğini tespit etmek de şaşırtıcı gelmemeli. Her ne kadar üzücü olsa da.

Odaktaki bir başka konu ülkemizde internete getirilen yasaklar. Geçtiğimiz günlerde (bu konferansın da organizasyonunu yapan ve yıllardır yükünü çeken) Internet Teknolojileri Derneği Mayıs 2008’den beri uygulanmakta olan youtube yasağını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı. Erişim yasağı sadece youtube ile sınırlı değil; çeşitli mahkeme kararlarıyla ya da re’sen yapılan işlemlerle bu yasak bugün yüzlerce web sitesini kapsar hale gelmiş durumda. Konferansla ilgili detaylı bilgiler şu web sitesinde bulunabilir: http://inet-tr.org.tr/inetconf14/

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1186) - Ooof Off Line Köşesi - 11 12 2009

Cuma, Aralık 26, 2008

EĞİTİMDE DEVRİMİN YENİ ADI INTERNET


Önümüzdeki en büyük sorun internetin doğasında yer alan demokrasi, konuşma özgürlüğü gibi olguların toplumun çoğunluğu tarafından algılanabilmesi ve gündelik sorunlarının çözümünde aktif olarak kullanılabilmesinin sağlanmasıdır.


22-23 Aralık günlerinde Ankara’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde onüçüncüsü gerçekleştirilecek olan Türkiye’de Internet Konferansı bu yıl demokrasi ve internete uygulanan yasakları ele alınıyor olacak.

İlk gün Internet ve Demokrasi ikinci gün ise Internet Yasakları konulu panellerde katılımcılar internet, demokrasi, yasaklar konularını çeşitli açılardan irdeleyecekler.

Internet bugün artık sadece teknolojik bir kavram olmanın ötesine geçmiştir. ABD’nin 44. başkanı seçilan Obama bir yandan internet teknolojilerini başkanlık kampanyası boyunca azami ölçüde kullandı diğer yandan da internetin açıklık, konuşma özgürlüğü özelliklerinin sonuna dek savunucusu olacağını kendi web sitesinden tüm dünyaya duyurdu.

Internet denilince ilk akla gelen şey, konuşma özgürlüğüdür. Bunun nedeni sadece pratik kullanımıyla ilgili değildir. Ondan da önce ta 1960larda teknik altyapısını kuran teknoloji mimarlarının interneti eşitlik olgusunu, açıklık olgusunu hiçbir engelle karşılaşmadan tüm kullanıcılarına sunabilecek şekilde tasarlamış olmaları gelmektedir.

Bir başka deyişle konuşma özgürlüğü, açık toplum denildiğinde internetin akla gelmesinin nedeni bu kavramları destekleyenlerin internetten istifade ediyor olması değildir. Internetin kendisi, yapısı gereği, konuşma özgürlüğü demektir; açıklık demektir.

Öte yandan bu özelliğinden dolayı internet toplumsal bir turnusol kağıdı işlevi de görmektedir. Gerek geniş halk kitleleri gerekse de bu kitlelerin kamusal yöneticileri internet önünde tarihi bir sınav vermektedir.

Internet enine boyuna araştırılması gereken sosyolojik bir fenomendir. Toplumların ya da toplum içinde değişik grupların internete karşı tutumları nelerdir? Ülkenin yöneticilerinin, yasama yürütme ve yargı mercilerinin internet algılaması nasıldır? Toplumu oluşturan bireyler internetten nasıl istifade etmektedir?

Türkiye’de internetin karnesi ne yazık ki daha ilk günden beri kırıktır ve o şekilde devam etmektedir. Sorunlar önce internete erişim sürecinde yaşanmış ve internete yatırım yapan özel kuruluşların konuya küsmesi için elden gelen yapılmış daha sonra da ADSL marifetiyle pastanın ilgili (bugün artık özelleşmiş olan) kamu kurumu tarafından yenmesi sağlanmıştır.

Erişim sorunu ortadan kalkınca bu kez yasaklar gündeme gelmiştir. Her ne kadar bugün ülkemizde yasal düzenlemeler bulunsa da bilgisizlik, özensizlik, önem vermeme gibi nedenlerle daha hala internet erişimine haksız yasaklar getirilmektedir. Mahkemeler önlerine gelen dosyaları doğru yasaları devreye sokarak değerlendirme konusunda zaafiyet içine girebilmektedir.

Önümüzdeki en büyük sorun internetin doğasında yer alan demokrasi, konuşma özgürlüğü gibi olguların toplumun çoğunluğu tarafından algılanabilmesi ve gündelik sorunlarının çözümünde aktif olarak kullanılabilmesinin sağlanmasıdır.

Bugün interneti ne yazık ki işin özünü idrak etmiş bir kaç düzine fedakar insanla sivil toplum örgütü savunmakta, onu herkese ulaştırmak için mücadele vermektedir. Ekonomik açıdan büyük sorunları olan ülkemizin yöneticilerinin bu sorunları aşmak için yaratıcı fikirleri, çözümleri aramaları gerekirken, bu alanda en büyük çözüm olacak internet teknolojilerinin özde sahiplenilmemesi, “hala keşfedilmemiş olması” aslında bu sorunları çözme niyetlerinin olmamasından başka nasıl açıklanabilir?

Öte yandan açıklığın beraberinde getirdiği önemli bir özelliği de gözardı etmemek gerekir. O da bireylerin haklarını koruma işini hiçkimseye havale etmemesi ve bu alanda fiilen hareket etmesi gereğidir.

Oysa bizim kültürümüzde hepimiz herşeyden yakınırız ama iş bir şey yapmaya geldiğinde hepimiz o ilk adımı ötekinin atmasını bekleriz. Öteki bir adım atsa aslında bizde de elli adım atma potansiyeli vardır ama ya bir türlü o ilk adımı atan çıkmaz ya da bir kaç istisna dışında çoğunlukla yanlış yöne giden birileri o rolü üstlenir ve her seferinde toplumu daha kötü bir yere götürüp orada bırakır.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanılığı’nın verdiği Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü alan Yaşar Kemal, yaptığı teşekkür konuşmasında gerek ülkemizde gerekse de dünyada eğitim sorununa dikkati çekti. İnsanlar bu şekilde eğitildiği sürece dünyada barış sağlanamaz dedi. Yaşar Kemal’in özlemini duyduğu ve ülkemizde Köy Enstitüleri ile denemesi yapılan eğitimsel devrim 21. yüzyılda ancak konuşma özgürlüğünün diğer adı haline gelen internet ile sağlanabilir.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 12 12 2008