apple etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
apple etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Şubat 16, 2010

iPAD’i ERKEKLER DE KULLANABİLİR

Apple’in yeni cijazı iPad ile birlikte bir geçiş dönemine girdik. Veriler artık merkezi olarak saklanacak, elinizin altındaki cihaz temel işlevleri gören bir düzeye inecek.

Apple firmasının kurucularından ve pazarlama dehası Steve Jobs yeni bir bomba daha patlattı ve firma geçtiğimiz günlerde iPad isimli yeni ürününü tüm dünyaya tanıttı. Görünen o ki ilk bilgisayarlardan Apple Macintosh ve mobil müzik dinleme cihazlarının en popüleri olan iPod (ve bunun cep telefonu ile birleştirilmiş hali iPhone) cihazlarından sonra firma tüm dünyayı üçüncü kere yerinden sarsma azminde.

iPad cihazını iPhone’un biraz daha büyük modeli diyerek eleştirenler de var, özellikle e-gazete, e-kitap dünyası başta olmak üzere müthiş bir devrim yaratacak diyenler de.

Cihazın temel özelliklerine bakıldığında tam da ikisinin arasında bir yerde duruyor gibi. Yani bu haliyle müthiş bir devrim yapması çok olası değil. Ancak yerinde sayacağını beklemek de doğru olmaz. Gelecek ay ya da yıllarda çıkacak geliştirilmiş yeni kuşak modelleri ipod, iphone cihazlarının yarattığı düzeyde bir etki yaratma potansiyeline sahip.

Öncelikle cihaz fiziksel özellikleri itibariyle çekici. Ağırlığı 680-730 gram arasında. En devrimsel özelliklerinden bir tanesi ise bilgisayarların çıktığı ilk günden beri cihazın değişmez bir parçası olan klavye aparatının olmaması. Yazmak gerekiyorsa, dokunmatik ekran klavye işlevini görüyor.

Bu basit ve zaten bildik imkan bir yandan Apple’in dokunmatik ekran konusunda ne kadar deneyimli ve gelişmiş imkanlara sahip olduğunu gösterirken aslında öteden beri ülkemizde de tartışılan farklı klavye standardlarının kolaylıkla kullanılabilir hale gelmesini de sağlamış oluyor. Hangi klavye formatını seçerseniz ekran o klavye olarak hizmet vermeye başlıyor. Böylece tuşların üzerindeki işaretleri değiştirmek ya da komple farklı klavyeler satın almak gereği ortadan kalkıyor.

Öte yandan bu cihaz şu anki teknik özellikleri itibariyle bir grup öncüyü cezbedecek ancak önemli bir grup kullanıcı biraz daha temkinli yaklaşıp bekle-gör taktiği ile cihazın dünya üzerindeki gelişimini izleyerek karar verecek gibi. Bu cihaz sayesinde ipod, iphone ürün yelpazesinden farklı olarak kurumsal müşteriler de Apple firmasının radarına girmiş durumda. Ellerinde bu cihazlarla işi gereği mobilite gereksinimi duyan firma çalışanları gün boyunca ofis dışında yaptıkları tüm mesleki faaliyetlerinde bu cihazı kullanabilir ve sipariş alma, not tutma, mesajlaşma vb gibi faaliyetlerini internete bağlı olarak ya da bağlı olmadan gerçekleştirebilir, gün sonunda güncel bilgileri merkeze aktarabilirler.

Bu bir geçiş dönemi ve bu sayede bilişim kültüründe de yeni bir çağ başlamış oluyor. Dijital kültürün, internetin ruhuna aykırı gibi görünen, dağıtılmış verileri merkezde toplama (totaliter) arzusunu gerçekleştirmeye doğru bir adım daha atılmış oluyor. Giderek taşınabilir bilgisayarlarda veri tutma, sabit disk imkanı bulundurma gereği ortadan kalkacak. Eposta sisteminde bu düzen geldi. Posta kutunuz şu an kimbilir hangi ülkedeki bir bilgisayarda saklanıyor (ve gerekli görüldüğünde inceleniyor).

Bunun yanısıra tüm metinlerinizin, elektronik tablolarınızın, sunumlarınızın, adres defterinizin vb de şu an elinizin altında kullanmakta olduğunuz cihazın diskinde durmak yerine binlerce kilometre ötedeki bir bilgisayarda saklandığını düşünsenize. Hem kaybolma derdi de yok !!!

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1195) - Ooof Off Line Köşesi - 12 02 2010

Cuma, Temmuz 10, 2009

iPHONE ÇILGINLIĞI


90lı yıllarda yapılan bir kehanet olan telefon, bilgisayar ve televizyon cihazlarının tek bir cihazda birleştirilmesi tatminkar sonuçlar vermedi ancak iPhone mini bilgisayar, cep telefonu ve mobil müzik dinleme cihazlarını tek bir çatı altında birleştirmeyi başardı.


Apple’ın dünyayı alt üst eden ve mobil müzik dinleme ile cep telefonu özelliklerini biraraya getirdiği iPhone cihazının yeni kuşak temsilcisi iPhone 3G-S Haziran ayı içinde Amerika’da piyasa çıktı. Türkiye’deki iPhone kullanıcıları video çekme özelliği olan bu cihazı edinmek için biraz daha bekleyecek olsalar da mevcut cihazlarına yeni bir uygulama indirmek istediklerinde Apple’in yeni bir şey daha piyasaya sürdüğünü fark ettiler. iPhone 3.0 yazılımı.

Bir yandan yeni iPhone’lar piyasaya sürülür sürülmez beklentileri de aşarak bir milyonluk satış barajını geçerken diğer yandan da Apple’in AppStore isimli iPhone uygulamaları sanal dükkanında yer alan 25 bin uygulamanın yüzde 96’sı yeni versiyonla uyumlu hale getirildi.

iPhone bugün 80 ülkede satılmakta. Henüz sekiz aylık olan AppStore’dan ise bugüne dek 800 bin uygulama indirilmiş durumda. Bu uygulamaların pek çoğu ücretsiz. Öte yandan bu türden iPhone uygulamaları yazan kişi sayısı 50 bin düzeyinde. Bu inanılmaz rakamlar iPhone çılgınlığının hangi düzeye ulaştığının da basit bir göstergesi.

Bu 50 bin kişinin temel motivasyonu ücretsizlerin yanısıra bir kaç dolara satılan uygulamalarının satışından para kazanmak. Apple satış fiyatının yüzde 70’ini uygulamaları geliştiren kişi ya da firmalara ödüyor. Her ne kadar birim fiyatı düşük olsa da yüzbinlerce satışın sonucunda elde edilecek getiri hiç de yabana atılacak seviyede değil.

iPhone 3.0 yazılımı bu elli bin kişinin çok daha gelişmiş uygulamalar yazmasına imkan verecek özelliklerle dolu. Bu sayede bir yandan indirilen uygulama sayısında artma gözlenecekken diğer yandan da daha çok kişinin iPhone uygulamaları yazmak için bu alana yatırım yapması bekleniyor.

iPhone için uygulama yazmak pek de zor değil. Apple’in yayınlamış olduğu yazılım geliştirme araçları kullanılarak uygulamalar kolayca geliştirilebiliyor. Elbette ki bunun için yazılım kavramlarına aşina olmak gerek. Ancak bugün henüz yazılım geliştirme eğitimlerini tamamlamamış meraklı gençler bile bu araçları kullanarak yeni uygulamalar geliştirebiliyor.

Apple firması başlangıçta Macintosh bilgisayarları ile bilgisayar dünyasının bireyler arasında da yayılmasına önayak oldu. Her ne kadar bu cihazlardaki özelliklerin pek çoğunu Apple’cılar icat etmemiş olmasalar da ticari başarı açısından Apple diğer tüm olası rakiplerini geride bıraktı.

Apple’ın pazarlama alanındaki bu dahiyane çıkışı özellikle mobil müzik dinleme cihazları içinde tartışmasız bir numara olan iPod cihazları ile teknik alana da kaydı. Her ne kadar mobil müzik dinleme konusunda başka üreticiler de piyasada yer alsa da bugün mobil müzik dinleme denildiğinde ilk akla gelen marka ya da ürün hala Apple ve iPod.

Mobilite olgusu üzerinden devam eden Apple önce iPod Touch ara ürününü çıkararak müzik dinleme cihazını cep telefon dünyasına yaklaştırdı ardından çıkardığı iPhone cihazıyla da bu iki komşu dünyayı biraraya getirdi.

Böylece başlangıçta iki koldan ilerleyen mobil cihazlar dünyası (palm cihazları ile mini bilgisayar imkanları bir kol iken cep telefonları diğer kolu oluşturdular) bir anda üçüncü bir akımın etkisi altında kaldılar. Iphone.

Iphone cihazları piyasaya çıkana dek cep telefonu üreticilerinin geliştirdikleri yeni ürünlere mini bilgisayar özellikleri katmaları, palm ile mini bilgisayar kullanmaya başlayanları tatmin etmezken, palm cihazı üreticilerinin cep telefon özelliklerini ekledikleri yeni mini bilgisayar cihazları cep telefon kullanıcıları tatmin etmedi.

Görünen o ki iPhone cihazı her iki dünyanın müdavimlerini de tatmin etmekte. Palm ile tanışıp mobil cihazlarda en çok mini bilgisayar özelliklerini arayanlar da cep telefonlarıyla tanışıp mobil cihazlarda daha çok gelimiş cep telefon özelliklerini arayanlar iPhone cihazında tüm bu özellikleri bulabilir hale geldiler.

90lı yıllarda yapılan bir kehanet olan telefon, bilgisayar ve televizyon cihazlarının tek bir cihazda birleştirilmesi ne yazık ki tatminkar sonuçlar vermemiş olsa da mini bilgisayar, cep telefonu ve mobil müzik dinleme cihazları iPhone çatısı altında birleşmiş gibi. Her ne kadar kimse bu konuda bir kehanette bulunmamış olsa da.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 03 07 2009

Çarşamba, Şubat 18, 2009

1 DOLARLIK YAZILIMLAR


Geliştirdiğiniz yazılımı Apple’ın web sitesine yükleyin ve iPhone fanatiklerinin sizin yazılımınızı beğenip satın almasını bekleyin. Eğer yazılımınız yeterince popüler olursa siz de zengin oldunuz demektir.


Geçtiğimiz yıllarda pankreas kanserine yakalandığından dolayı sağlık sorunları yaşayan Apple’in kurucusu Steve Jobs’un bu yılın başında yapılan mecburi bir açıklama çerçevesinde yılın ortasına kadar Apple’daki başkanlık görevini yerine getiremeyeceğini öğrendik. Açıklama yapılmasının nedeni son bir kaç aydır fotoğraflara yansıyan zayıflaması.

Apple önce Machintosh bilgisayarları ile bilişimde bir devrim yarattı. Sonra da bunu iPod ve iPhone izledi. Cihazların temel özelliklerinin başında kullanımlarının kolay, tasarımlarının çekici olması geliyor.

iPod cihazları dijital müzik dinleme olgusuna yepyeni bir açılım getirmekle kalmadı, son dönemde üretilen iPhone versiyonu ile müzik dinleme imkanı ile cep telefonu imkanı tek bir cihazda birleştirilmiş oldu. Apple’ın diğer ürünlerinde olduğu gibi bu kategoride de sunduğu ürün; türünün tek örneği değil. Ancak daha önce olduğu gibi iPhone’da da dünya standardını Apple belirleyecek gibi.

iPhone cihazlarının sunduğu bir başka özellikle de oldukça geniş ve dokunmatik bir ekran imkanı. Bu imkan aynı zamanda yepyeni bir endüstrinin de doğmasında kendi üstüne düşen görevi yerine getiriyor.

Bilindiği üzere iPod cihazlarıyla birlikte Apple’ın verdiği bir hizmet de internet üzerinden ücret ödeyerek müzik indirme imkanı idi. iTunes yazılımı sayesinde şarkı başına bir dolar ödeyerek dilediğiniz müziği cihazınıza indirebilmektesiniz.

Şimdi buna yeni bir imkan daha eklenmekte. Çoğunlukla bir dolara satılan ve iPhone’larda çalışmak üzere geliştirilmiş olan yazılımlar. Bu yazılımları dileyen herkes geliştirebiliyor. Herhangi bir pazarlama maliyeti yok. Sadece geliştirdiğiniz yazılımı Apple’ın web sitesine yükleyin ve iPhone fanatiklerinin sizin yazılımınızı beğenip satın almasını bekleyin. Eğer yazılımınız yeterince popüler olursa siz de zengin oldunuz demektir.

Internet teknolojilerinin getirmiş olduğu bu imkanlar iPhone gibi yeni ürünler ortaya çıktıkça daha geniş bir kitlenin bundan istifade etmesini olanaklı kılıyor. Eskiden geliştirilmiş olan bir yazılımın kitlelere ulaştırılması oldukça zahmetli bir işti. Internetle birlikte bu süreç giderek basitleşmeye ve ucuzlamaya başladı. Diskette ya da CD’de satılan yazılımlar internetten indirilebilir hale geldi. Bu sayede gereksinim duyulan bir yazılımı satın almak için bir mağazaya gitme zorunluluğu ortadan kalktı. iPhone ile birlikte bu sürece yeni bir açılım geliyor.

Dünyada binlerce, milyonlarca iPhone fanatiği var. Ve bu fanatikler kendilerine zevkli ya da faydalı gelecek bir yazılımı basitçe internet üzerinden bir dolara satın alıp kendi cihazlarına indirmek için oradalar.

Bu yazılımların çok karmaşık işleri yapması gerekmiyor. Bulunduğumuz ülke ya da şehire özgü uygulamalar olabileceği gibi (örneğin bulunduğunuz yere en yakın pizzacılar nelerdir) tüm dünyaya hitap edecek basit oyun programları da bu kategoride dikkate alınabilecek yazılımlar.

Eğer bir yazılımcıysanız ya da bu konuda kendinizi geliştirme sürecindeyseniz aslında sahip olmanız gereken tek şey kendinize çekici gelen bir yazılım konusu bulmaktır. Bunu yapmak için de basit düşünmeli ve basit başlamalısınız. Pek çok kişi kendi yakın çevresine bakarak tespit ettiği bir eksikliği ya da popülerliği bir yazılım haline getirmeyi tercih ediyor.

Örneğin eski ABD başkanı “W”nun başına ayakkabı fırlatma olayının üzerinden yirmi dört saat geçmeden olayın basit bir oyun haline getirilmiş versiyonu internette web sitelerinde yayınlanmaya başladı. Ancak bizim başbakanımızın Davos’ta yaptığı çıkışın ardından hiç kimsenin aklına bu temayı işleyen bir şey geliştirmek gelmedi.

Bu biraz da soluk alıp verdiğimiz hayatın kalitesiyle ilgili bir şey. Ülkemizdeki kültür bizi sürekli sadece bir sonraki adımına konsantre olmuş kör insanlar haline getiriyor. Zihnimizi dolduracak bir temiz havadan o kadar yoksun yaşıyoruz ki zamanımızı çoğunlukla kirlilikleri dinlemekle, izlemekle ya da onlar hakkında konuşmakla geçiriyoruz. Sürekli eleştiriyoruz ama yaratıcı hiçbir şey yapmıyoruz.

Internet gibi imkanlar arkasına saklandığımız yapay sebepleri teker teker ortadan kaldırıyor. Geriye tek bir şey kalıyor. Yapabilecek kadar yaratıcı bir zekaya, motivasyona, çalışma azmine sahip olmak. Bunlar da ne yazık ki suçu kendimizin dışındaki kaynaklara atarak kurtulabileceğimiz özellikler değil. Hayatımız bu kadar kalitesizse aslında bunun temel müsebbibi kendimiziz.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 13 02 2009