Pazartesi, Aralık 12, 2005

KİTAPLARINIZI ÖZGÜRLEŞTİRİN


Hiç düşündünüz mü (düşündüm mü) kütüphanenizde pineklemekte olan kitaplar aslında bir açıdan prangalı mahkumlar gibidir. Orada öylece birinin onu alıp okumasını, incelemesini bekler. Sonra onunla işimiz bitince mahkum hayatına iade ederiz. Ta ki yaşlanıp sararana dek ya da bir yerden başka bir yere taşınma zamanı gelinceye kadar...

Şimdi bu gönüllü mahkumları kanatlandırıp uçurma, onları özgürlüklerine kavuşturma imkanı çıktı. Orijinal adı Bookcrossing; Türkiye’de Gezgin Kitap diye anılıyor. Bu yaklaşıma göre sahip olduğunuz kitapları sokaklara salıyorsunuz; hiç bilmediğiniz insanlar onları alsın, okusun diye. Ama sahiplenme yok. Okuduktan sonra yine sokaklara salmaları, başkalarının da okumalarını sağlamaları şartıyla.

İş oldukça planlı programlı yapılması gereken ciddi bir iş. Öncelikle ilgili web sitelerinden birine gidip üye olmanız ve sokaklara salacağınız kitapla ilgili bazı hazırlıklar yapmanız gerek. Bu kapsamda her kitap için ona özel bir numara ürettirmelisiniz. Ayrıca web sitelerinde bulabileceğiniz etkiletleri yazıcınızdan çıktısını alıp, ürettirdiğiniz numarayı etiketin üstüne yazdıktan sonra etiketi kitaba yapıştırmanız gerekiyor.

Kendi kölesini özgürleştirmek için bu kadar cefaya katlanan bir “sahip” olmuş mudur bilmiyorum ama iş kitaplara gelince ve yapılan işin ciddiye alınması söz konusu olunca bunları yapmak çok önemli.

Böylece üstünde numarası yazılı etiketi kitabınıza yapıştırdıktan sonra bence işin en keyifli yanına geliyor sıra. Kitabınızı bir yere bırakmak!

Bookcrossing.com sitesinde Türkiye’de özgürleştirilmiş 32 kitabın izi var. GezginKitap.com sitesinde ise yaklaşık 100 kitap. Bu kitaplar İstanbul’da, İzmir-Selçuk’ta, Antalya’da ya da Bursa-Osmangazi’de bulunabilir.

Örneğin Osmangazi’deki kitap Tavuksuyuna Çorba serisinden. Bırakıldığı yer ise park. Üç hafta önce bırakılmış oraya. Bir başkası kitabı Nilüfer Saypa Maxima Market arkasında bulmuş. Okumuş ve Heykel-Nalbantoğlu muhtarlık binası ile yanındaki binanın duvarı arasındaki boşluğa, siyah bir poşet içinde bırakmış.

Kitabı sokağa saldıktan sonra da iş bitmiyor. Onun özgürlüğe kavuşturulmuş olduğunu yine sitede belirtmek gerek. Hem böylece arayanlara da bulanlara da güzel bir imkan oluyor. Arayan kendi çevresinde gezgin bir kitap var mı onu kontrol edebilir. Bulan ise buldum, okudum sonra da şuraya bıraktım diyebilir.

Sürecin izlerinin bu şekilde kayıt edilmesi çok önemli bir olgunun da göstergesi aynı zamanda. Bilgi! Sadece o eyleme odaklanıp, elimizdeki bazı kitapları sağa sola bırakıp kenara mı çekileceğiz, yoksa bu süreçten hem azami keyif almayı öğrenmek hem de konuyla ilgilenenlere daha çok bilgi sunarak onlara ek fayda sağlayabilmek üzere yaptığımız işi kayıt altına da alacak mıyız?

Bilgi olgusu bence kültürel olarak önem verdiğimiz doğal değerler listesinde yer almadığından (alamadığından, aldırılmadığından) katılımcılar içinden belki de süreci bu şekilde kayıt etme kaygısını sarkastik bir şekilde eleştirenler çıkacaktır. Bütün bu ritüele ne gerek var; amaç sonuçta birkaç kişinin daha o kitaplarını okumasını sağlamak değil mi; ötesine ne gerek var gibisinden.

Bu tür bir etkinliği duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şeylerden birisi de şu olmadı mı? Kitabı bulan onu ya sahiplenir ya da yok eder. Onu okuyup tekrar sokaklara bırakması belki de diğer iki alternatife göre olma olasılığı daha düşük üçüncü bir alternatif olacaktır. Neden?

Çünkü önüne sahipsiz bir kitap çıkan kişi, onu kendi değer yargılarına göre ve üstünde herhangi bir baskı olmadan değerlendirecektir. Oysa kitabın iç kabında bir etiket bulması, onun bir numarasının olduğunu bilmesi, o numara ile kitabın nereden nereye taşındığının izlenmesi gibi özellikleri öğrendiğinde kişi o kitabı kendi değer yargılarının yanısıra bu oluşuma ön ayak olmuş kitlenin değer yargılarını da dikkate alarak ele alacaktır.

Bir başka deyişle üstünde kitabı okuyup yeniden sokaklara bırakması baskısını hissedecektir. Ayrıca imkanı varsa bu baskının hediyesi olarak, internet üzerinden kitabın tarihçesine kendi katkısını ekleyebilecektir.

Büyük şehirlerin giderek köyleşmesi de benzer sebepten kaynaklanmıyor mu? Şehrin ödünsüz koruduğu değerler ortadan kalktıkça, dışarıdan gelenler kendi köylerinde gördükleri değerleri uygulamaya devam ederek şehri köyleştirmekte.

www.BookCrossing.com
www.GezginKitap.com

Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki'nde yayınlanmıştır (10 12 2005)

Hiç yorum yok: