Takip ettiğiniz blogların web sitesine gidip düzenli olarak ilgi çekici yeni bir malzeme var mı yok mu diye araştırmak yerine bunları RSS imkanı sayesinde merkezi bir noktaya toplamak çok pratik ve verimlidir.
Bir süredir üzerinde durduğumuz blog dünyası bugün 70 milyon blog adedi ile inanılmaz bir boyuta ulaşmış durumda (2003’te bu rakam daha hala 2 milyonun altında idi). Günde ortalama 100 bin yeni blog oluşturuluyor. Dikkatinizi çekerim; bunlar mevcut bloglara yeni yazılan yazıların adedi değil. Yepyeni açılan blog adedi. Son üç yıldır blogosfer ortalama altı ayda iki katına çıkarak büyümekte.
Böyle bir hacmin altında ezilmeden nasıl yaşanabilir? Diyelim ki yirmi tane blogu düzenli olarak takip etmeniz gerekiyor. Her gün yirmi farklı web sitesine gidip bu bloglara yeni eklenen bir yazı var mı diye bakmak belki pek çoğumuz için zor gelmeyecektir ama siberuzayın yerlileri için bu seyahatler çok yorucu ve verimsiz. Onun yerine şöyle takip ettiğim tüm blogları tek bir yerde toplanmış görsem; yeni eklenen bir blog yazısı varsa oradan okusam.
Bu kadar düzgün tanımlanmasından tahmin edileceği üzere bu hizmet blogosferde tüm blogculara ve blog okurlarına ücretsiz olarak sunulmuş durumda. Bunlardan en popüler olan RSS (Really Simple Syndication).
Bir blogda RSS imkanı varsa o bloga eklenen her yeni yazının sizin sanal kapınıza kadar otomatik uyarsı sistemi ile gelmesi (“feed”) yani sizin o blogdan beslenmenizin sağlanması ücretsiz bir şekilde mümkün demektir.
Bu besinlere iki yerden ulaşabilirsiniz. Ya sörf yaptığınız tarayıcı yazılımdaki favoriler bölgesinden ya da kimi yazılım şirketlerinin özel olarak geliştirmiş olduğu besin okuma (feed reader) ortamlarından.
Birinci opsiyonda, tıpkı favori web sitelerinizi sakladığınız gibi tarayıcı yazılımınıza favori bloglarınızın RSS besinlerini de saklayabiliyorsunuz. Ne zaman ki yeni bir besin var mı, takip ettiğim bloglardan herhangi birine yeni bir şey eklenmiş mi diye merak ederseniz bu favori bölgesine eriştiğinizde başlıkları görebilirsiniz. Varsa yeni gelmiş bir besin maddesine ulaşmak için ilgili linki seçtiğinizde karşınıza ilgili blogun sayfası gelir.
Besin okuyucular içinde ise en favori olan Google’un sunduğu imkan. iGoogle imkanı sayesinde kendinize bir Google ana sayfası oluşturabilir ve bu ana sayfaya Google okuyucusu ile uyumlu bir şekilde yayın yapabilen bloglardaki yenilikleri ekleyebilirsiniz. Google dışında başka besin okuyucular da mevcut olduğundan, bir blogun RSS beslemesini iGoogle ortamınıza almak için o blogun ana sayfasındaki RSS linklerinde Google Reader linkinin yer alıp almadığını araştırmanız gerekir.
Eğer takip etmek istediğiniz blogun kullandığınız besin okuyucusu ile uyumu yoksa en pratiği standard RSS kayıdı yaparak blogu tarayıcı yazılımı içindeki favoriler bölümüne almanızdır.
Özellikle araştırma yapan bireyler için RSS türü imkanlar oldukça kritiktir. Çünkü araştırma derinleştikçe beslenilen blog sayısında da artma olacaktır. Öte yandan takip edilen her bloga eklenen her yeni malzeme illa ki merakla beklenen, ilgi çeken bir içerik olmayabilir. Tıpkı haber sitelerine her eklenen malzemenin ilgi çekmemesi gibi.
O nedenle blogun web sitesine gidip düzenli olarak ilgi çekici yeni bir malzeme var mı yok mu diye araştırmak yerine bunları RSS imkanı sayesinde merkezi bir noktaya toplamak çok pratik ve verimlidir.
Yaşı 90lı yıllardaki internet eğilimlerine yetenler anımsayacaktır o dönemde bir süre oldukça popüler olan bir imkan vardı. PointCast firmasıyla özdeşleşen haberlerin bilgisayarınıza pompalanması (Push Teknolojisi). Bu teknoloji sayesinde ekran koruyucusu türünde bir yazılım bilgisayara kuruluyordu ve bu yazılım düzenli aralıklarla internete bağlanıp, güncel bilgileri indiriyordu. Bu bilgiler de haber başlıkları vb oluyordu. Bu sayede ekran koruyucusu devreye girdiğinde indirilmiş olan haberler animasyon mantığına uygun olarak ekranda uçuşmaya başlıyordu.
RSS (ve blogger.com sitesindeki muadili olan ATOM) teknolojileri de 90lı yıllardaki push (itme) teknolojisinin reforme edilmiş ve blogosfere uyarlanmış hali. Blogosferde okumak ya da yazmak RSS/ATOM imkanları olmadan her zaman eksik ve verimsiz kalacaktır.
Bir süredir üzerinde durduğumuz blog dünyası bugün 70 milyon blog adedi ile inanılmaz bir boyuta ulaşmış durumda (2003’te bu rakam daha hala 2 milyonun altında idi). Günde ortalama 100 bin yeni blog oluşturuluyor. Dikkatinizi çekerim; bunlar mevcut bloglara yeni yazılan yazıların adedi değil. Yepyeni açılan blog adedi. Son üç yıldır blogosfer ortalama altı ayda iki katına çıkarak büyümekte.
Böyle bir hacmin altında ezilmeden nasıl yaşanabilir? Diyelim ki yirmi tane blogu düzenli olarak takip etmeniz gerekiyor. Her gün yirmi farklı web sitesine gidip bu bloglara yeni eklenen bir yazı var mı diye bakmak belki pek çoğumuz için zor gelmeyecektir ama siberuzayın yerlileri için bu seyahatler çok yorucu ve verimsiz. Onun yerine şöyle takip ettiğim tüm blogları tek bir yerde toplanmış görsem; yeni eklenen bir blog yazısı varsa oradan okusam.
Bu kadar düzgün tanımlanmasından tahmin edileceği üzere bu hizmet blogosferde tüm blogculara ve blog okurlarına ücretsiz olarak sunulmuş durumda. Bunlardan en popüler olan RSS (Really Simple Syndication).
Bir blogda RSS imkanı varsa o bloga eklenen her yeni yazının sizin sanal kapınıza kadar otomatik uyarsı sistemi ile gelmesi (“feed”) yani sizin o blogdan beslenmenizin sağlanması ücretsiz bir şekilde mümkün demektir.
Bu besinlere iki yerden ulaşabilirsiniz. Ya sörf yaptığınız tarayıcı yazılımdaki favoriler bölgesinden ya da kimi yazılım şirketlerinin özel olarak geliştirmiş olduğu besin okuma (feed reader) ortamlarından.
Birinci opsiyonda, tıpkı favori web sitelerinizi sakladığınız gibi tarayıcı yazılımınıza favori bloglarınızın RSS besinlerini de saklayabiliyorsunuz. Ne zaman ki yeni bir besin var mı, takip ettiğim bloglardan herhangi birine yeni bir şey eklenmiş mi diye merak ederseniz bu favori bölgesine eriştiğinizde başlıkları görebilirsiniz. Varsa yeni gelmiş bir besin maddesine ulaşmak için ilgili linki seçtiğinizde karşınıza ilgili blogun sayfası gelir.
Besin okuyucular içinde ise en favori olan Google’un sunduğu imkan. iGoogle imkanı sayesinde kendinize bir Google ana sayfası oluşturabilir ve bu ana sayfaya Google okuyucusu ile uyumlu bir şekilde yayın yapabilen bloglardaki yenilikleri ekleyebilirsiniz. Google dışında başka besin okuyucular da mevcut olduğundan, bir blogun RSS beslemesini iGoogle ortamınıza almak için o blogun ana sayfasındaki RSS linklerinde Google Reader linkinin yer alıp almadığını araştırmanız gerekir.
Eğer takip etmek istediğiniz blogun kullandığınız besin okuyucusu ile uyumu yoksa en pratiği standard RSS kayıdı yaparak blogu tarayıcı yazılımı içindeki favoriler bölümüne almanızdır.
Özellikle araştırma yapan bireyler için RSS türü imkanlar oldukça kritiktir. Çünkü araştırma derinleştikçe beslenilen blog sayısında da artma olacaktır. Öte yandan takip edilen her bloga eklenen her yeni malzeme illa ki merakla beklenen, ilgi çeken bir içerik olmayabilir. Tıpkı haber sitelerine her eklenen malzemenin ilgi çekmemesi gibi.
O nedenle blogun web sitesine gidip düzenli olarak ilgi çekici yeni bir malzeme var mı yok mu diye araştırmak yerine bunları RSS imkanı sayesinde merkezi bir noktaya toplamak çok pratik ve verimlidir.
Yaşı 90lı yıllardaki internet eğilimlerine yetenler anımsayacaktır o dönemde bir süre oldukça popüler olan bir imkan vardı. PointCast firmasıyla özdeşleşen haberlerin bilgisayarınıza pompalanması (Push Teknolojisi). Bu teknoloji sayesinde ekran koruyucusu türünde bir yazılım bilgisayara kuruluyordu ve bu yazılım düzenli aralıklarla internete bağlanıp, güncel bilgileri indiriyordu. Bu bilgiler de haber başlıkları vb oluyordu. Bu sayede ekran koruyucusu devreye girdiğinde indirilmiş olan haberler animasyon mantığına uygun olarak ekranda uçuşmaya başlıyordu.
RSS (ve blogger.com sitesindeki muadili olan ATOM) teknolojileri de 90lı yıllardaki push (itme) teknolojisinin reforme edilmiş ve blogosfere uyarlanmış hali. Blogosferde okumak ya da yazmak RSS/ATOM imkanları olmadan her zaman eksik ve verimsiz kalacaktır.
Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 11 07 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder