Pazartesi, Nisan 13, 2009

SİYASET 2.0 – DEĞİŞTİRİN!


Siyaset dünyası web 2.0 yaklaşımının seçmen olarak bireye yansımalarını ne kadar değerlendirmiş durumda? Son seçimlere baktığımızda ne iktidar partisinin ne de muhalefet partilerinin bu konuda herhangi bir çalışma yapmamış olduğunu görüyoruz. Oylar yine ötekine duyulan tepkinin sonucu berikine kaymış durumda.


Yerel seçimler tamamlandı ve şimdi sıra oy dağılımına bakarak yorumlar yapmaya geldi. Her ne kadar futbol yorumcuları içinde “skor yorumcuları” olanlar kıyasıya eleştirilse de (o arada herkes birbirini skor yorumcusu olarak suçlarken kimin skor kimin spor yorumcusu olduğunun ayırdına varmak da ayrı bir zorluk) iş seçimlere geldiğinde kolaya kaçmayı tercih etmek daha çok tercih ediliyor.

Bir başka deyişle sonuçları öteki parametrelerden soyutlamak biraz da işi hafife almanın bir başka açıklaması. Bu hafifliği gölgede bırakmada yardımcı olarak kullanılan bir başka silah da münferit bazı konuları ön plana çıkarmak. Çöpte bulunacak bir kaç düzine oy pusulası vb.

Oysa bugün dijital kültür herşeyi değişmeye zorluyor. Akıllı kıdemliler bunu kendi yaptıkları bir şey hale getirmek için ABD’deki son başkanlık seçiminde bugünkü başkanın siyasi mottosu haline getirdi. DEĞİŞİM.

Obama ile gelen Demokratlar mı dünyayı değiştirecekti yoksa değişmekte olan dünya resmi önünde değişim dışında bir ata oynarlarsa kaybedeceklerini gördükleri için mi bu mottoya sarıldılar?

Web 2.0 lafının icat edilmesiyle birlikte yeryüzü kültüründe gerçekten de çok ciddi bir dönüşümün tohumları atılmaya başladı. Bireyin artık pasif içerik izleyicisi olmaktan çıkıp aktif içerik oluşturucusu haline gelmesi sadece youtube sitesine bireylerin kendi çekmiş oldukları video klipleri eklemesiyle sınırlı tutulabilecek bir olgu değil.

Web 2.0, bireyin yaşamını direkt ya da dolaylı etkileyen tüm süreçlere aracısız, doğrudan müdahale etmesi anlamına gelmektedir. Doğrudan, aracısız ! Bu ne demek?

Bu basitçe pek çok aracının süreç içinde yok olup gideceği, kalan aracılık müesseselerinin de kabuk değiştireceği demektir. Şu an yaşamakta olduğumuz dönem bunun global anlamda tartışmasına sahne olmakta. K.Amerika’da, Avrupa’da paramparça olmuş sektörler, firmalar sırf eski güzel günlerin anısına devletin kendilerini kurtarmasını bekliyorlar. Değişim isteyen devlet onlara değişim sözü verin sizi kurtarayım derken kibirlerinden kulakları sağırlaşmış olan bu kurumlar kendi beklentilerini tekrarlayıp duruyor.

Siyaset dünyası web 2.0 yaklaşımının seçmen olarak bireye yansımalarını ne kadar değerlendirmiş durumda? Son seçimlere baktığımızda ne iktidar partisinin ne de muhalefet partilerinin bu konuda herhangi bir çalışma yapmamış olduğunu görüyoruz. Oylar yine ötekine duyulan tepkinin sonucu berikine kaymış durumda.

Sokaktaki insan siyasetin de siyasetçinin de değişmesini istiyor. Değişimi kendi sesini daha çok yükseltebilecek yeni siyasetçilerde gerçekleştirmek istiyor. Bugün siyaset dünyamıza baktığımızda ne yazık ki bireyin sesini daha çok yükseltme gibi bir vizyonu olan siyasetçi bulmakta zorlanıyoruz.

Siyaset dünyamızda kümülatif gelmiş olan yozlaşma öyle bir aşamaya gelmiş durumda ki hiçkimse tüm bu birikimin faturasını kendi seçim döneminde ödemek istemiyor. Oysa tam da bu sebepten dolayı süresi dolduğunda seçmen kendisine kapıyı gösteriyor.

Yaşam süreçlerini dijital kültürün ortaya çıkarmış olduğu ağ toplumu olgusunu baz alarak uyarlayabilmiş şanslılardan tutun da böyle bir şeyin farkında olmayan en alttakilere kadar tüm bireylere ağ toplumunun özdeğerlerine uygun bir yaşam sunabilecek, sokaktaki hayatı buna göre değiştirebilecek, dönüştürebilecek bir siyaset, siyasetçi bekliyoruz. Çünkü ancak bu şekilde 21. yüzyılın başında toplumsal yaşamın kalitesi yükselebilir; toplumsal sorunlar bir çözüme kavuşturulabilir.

Eski dünyanın liderlerinin üstlerine düşen son bir görev var. Yerlerini bu mentaliteye uygun genç ve dinamik yeni yüzlere bırakmak. Bir süredir takılmış plak gibi sürekli tekrar edilen bir yorumun hiçbir anlamının kalmadığını 29 Mart seçimlerinin sonucunda görmüş olduk. Neydi o sanal papağanın ezberi: AKP’nin alternatifi yok! Sonuçlar bunun geçerli olmadığını gösterdi.

Şu an gelinen nokta bu potansiyeli hayata geçirebilmektir. Bir yıllık bir partiyi tek başına iktidara getirip, yedi yıldır onu tek başına iktidarda tutabilmiş bir seçmen kitlesi bundan daha radikal değişimlerin altına da imzasını atabilir. Yeter ki buna inanan yeni liderlerin önü tıkanmasın!

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 03 04 2009

Hiç yorum yok: