Pazartesi, Ağustos 17, 2009

TÜRKİYE’DE DİJİTAL UÇURUM


DPT’nin her yıl düzenli olarak yaptığı ülkemizdeki bilgisayar ve internet kullanımı karşımıza ilginç sonuçlar çıkarmakta.


Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye’deki teknolojik gelişmeleri ve bilgi toplumu olma yolundaki gelişmeleri tespit etmek amacıyla her yıl yapmış olduğu ölçümleri 2008 yılı için tamamlayarak geçtiğimiz günlerde bir rapor olarak yayınladı.

2008 yılının ilk üç ayı baz alınarak yapılmış olan bu anket 2004, 2005 ve 2007’den sonra bu alanda yapılan dördüncü anket. 2004’te 9 bin 571, 2005’te 10 bin 151, 2007’de ise 4 bin 674 haneyi baz alarak yapılmış olan değerlendirme anketi 2008 için 5 bin 321 hanede gerçekleştirilmiş.

Temel olarak sunulan grafiklere bakıldığında hemen her kategoride artış olduğu tespit edilmekte. Örneğin bilgisayar kullanımı açısından veriler 2007’de anket yapılan hanelerin yüzde 29,5’i üç aylık dönemde bilgisayar kullanmış olduğunu ifade etmişken, 2008’de bu figür yüzde 34,3’e yükselmiştir.

Bir alt kırılımda incelendiğinde ise kentlerdeki bilgisayar kullanımının kırsal alandaki kullanıma göre daha yüksek olduğu görülmektedir. 2007’de kentlerdeki hanelerin yüzde 37’si, kırsaldaki hanelerin ise ancak yüzde 16,4’ü bilgisayar kullanmış. 2008 ise bu figürler sırasıyla yüzde 42,6 ve yüzde 19,1 olmuş.

Bilgisayar kullanımı açısından dijital uçurumu değerlendirdiğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkar. 2007’ye göre 2008’de genel anlamda uçurum biraz olsun kapanmıştır. 2007’de neredeyse üç haneden ancak birisi bilgisayar kullanırken, 2008’de bu oran iki buçuk hanede bire çıkmıştır.

Öte yandan kentlerdeki bilgisayar kullanımı ile kırsal kesimdeki bilgisayar kullanımı arasındaki dijital uçurumu göreceli olarak değerlendirdiğimizde karşımıza şöyle bir sonuç çıkmakta: 2007’de kent / kırsal oranı 2,25 ilen 2008’de bu oran 2,23’e gerilemiştir. Bu demektir ki kırsal kesimdeki bilgisayar kullanma oranının artış hızı kentlerdeki artış hızından çok az da olsa daha yüksektir.

DPT’nin anketinde bireysel internet kullanımına yönelik de figürler verilmektedir. Buna göre 2007’de yüzde 26,7 olan internet kullanım oranı 2008’de yüzde 32,2’ye yükselmiştir. Bir başka deyişle 2007’de internet kullanımı açısından dijital uçurum dörde bir iken (her dört haneden ancak biri internete erişirken), 2008’de bu oran üçe bir oranına gerilemiştir.

Kentlerden internet erişimi ile kırsal kesimden internete erişim oranları da 2007’de yüzde 33,9 ile yüzde 14,2 iken, 2008’de yüzde 40,6 (kent), yüzde 16,8 (kırsal) olarak tespit edilmiştir. Bu çerçevede kentler ile kırsal kesim arasındaki dijital uçurumu internet kullanımı açısından değerlendirdiğimizde 2007’de 2,38 oran göreceli oran 2008’de 2,41’e yükselmiştir. Bir başka deyişle internet kullanımı açısından uçurum kırsal kesim aleyhine çok az da olsa derinleşmiştir.

Yaş grupları açısından incelendiğinde internet kullanımı en yoğun olarak 16-24 yaş grubunda görülmekte olup (yüzde 55) global eğilimlerle paralellik arz etmektedir. Kadın erkek oranına bakıldığında da yine genel temayüle uygun olarak erkek nüfusu kadın nüfusundan daha yüksektir.

İlginç bir istatistik de 2008 yılı içinde ankete katılanların yüzde 69’unun bilgisayar ile ilgili herhangi bir kursa katılmamış olması. Bir başka deyişle dijital uçurumu el yordamıyla, sağdan soldan edindiğimiz bilgilerle öğreniyoruz. Disiplinli bir eğitim modeli bize ters!

Internete en çok evden (yüzde 55,2), iş yerinden (yüzde 38,4) ve internet cafelerden (yüzde 24,2) bağlanıyoruz. Bir başka ilginç tablo da interneti kullanma amacıyla ilgili. En popüler kullanım amaçları şöyle : Gazete, dergi okuma, haber indirme (yüzde 76), e-posta gönderme/alma (yüzde 74), anlık ileti gönderme, yani MSN, chat, skype vb (yüzde 69,7), müzik indirme ve dinleme (yüzde 65,2), webcam ile videolu görüşme yapma (yüzde 45,5). Örneğin blog okuryazarlığımız oldukça düşük (blog okuma yüzde 4,9, blog oluşturma yüzde 3,9)

Bu temel göstergeler bize Türkiye’de bilgisayar ve internet kullanımı konusunda önceki yıllara göre bir ilerleme olduğunu gösteriyor göstermesine ama bu gelişimin ülkemizin potansiyeli dikkate alındığında kayda değer bir anlam ifade etmediğini de gözler önüne seriyor. Trene atlayacağımıza rayların üstünden yürüyerek ve etrafı seyrederek ilerliyoruz.

Raporun Tamamına erişmek için :

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 14 08 2009

Hiç yorum yok: