Türkiye Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Global Bilgi Teknolojileri Raporu’nda düzenli olarak gerilemeye devam ediyor. 2007-2008 döneminde 55. sırada olan Türkiye bu yıl 3,68 puanla 133 ülke içinde 69. sırada. Yaşasın bilgi(çler) !
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2009-2010 dönemine yönelik Global Bilgi Teknolojileri Raporu’na göre Türkiye Bilgi Toplumu olma yolunda gerilemeye devam ediyor.
2007 – 2008 döneminde 127 ülke içinde 55. sırada yer alan Türkiye; 2008 – 2009 döneminde altı basamak gerileyerek 134 ülke içinde 61. sıraya inmişti. Son raporda ise 133 ülke içinde 3.68 puan ile 69. sırada yer alıyor.
Rapora konu olan değerlendirme üç ana bölümden oluşuyor. Çevresel Faktörler (Pazar, politik çevre, altyapı), Hazır Olma Faktörleri (Kişisel düzeyde, iş düzeyinde, devlet düzeyinde) ve Kullanımla ilgili Faktörler (bireysel kullanım, iş dünyasında kullanım, devlet organlarındaki kullanım). Türkiye bu üç ana kategoride sırasıyla 59, 90 ve 62. sırada.
Çevresel faktörler içinde ortalamayı en çok düşüren unsurlara bakıldığında öne çıkan parametreler yatırımcı eksikliği (134 ülke içinde 107. sırada), verginin etkisi ve boyutu (121. sırada), medya özgürlüğü (124. sırada), fikri mülkiyetin korunması (105. sırada). Bu kategoride avantaj yaratan unsurların başında yeni bir işe başlamanın kaç günde gerçekleştirilebileceğiyle ilgili. Rapora göre Türkiye’de bu süre 6 gün ve bu sayede Türkiye 134 ülke içinde 12. sırada.
Hazır Olma Faktörleri incelendiğinde bireysel ve iş düzeyinde en çok avantaj yaratan faktör sabit hatların ilk bağlantı ücretleriyle ilgili. Türkiye bu kategoride bireyselde 5., iş ünitelerinde 2. sırada. Öte yandan iş üniteleri bazında aylık ödemelerde ancak 114. sırada. Devlet düzeyinde hazır olma faktörleri (üç adet) ise ortalamayı olumsuz etkileyecek şekilde. Türkiye bu kategoride 76 ile 90. sırada kendisine yer bulabiliyor.
Keza Kullanımla İlgili Faktörlerde de Türkiye gerek bireysel ve iş üniteleri gerekse de devlet düzeyinde olumsuz sıralarda yer alıyor. Bu alandaki toplam 17 alt kategoride Türkiye 31 ile 93. sırada değişen yerlerde kendisine yer bulabilmiş (yaratıcı endüstrilerdeki ihracatta 31., yüksek teknoloji endüstrilerdeki ihracatta ise 93.)
Devlet kendisiyle ilgili kategorilerde genelde olumsuz bir seyir izliyor. Örneğin devletin bilgi teknolojilerini lanse etmesi kategorisinde 87. sıradayız. BT imkanlarının devlet dairelerindeki yayılmışlığı açısından ise 60. sırada.
Görüldüğü üzere bilgi toplumu olmanın kriterleri ve her bir kriter için yapılması gereken şeylerin ne olduğu konusunda dünyanın kafası çok net. Tüm bu alanlar ölçülebilir şekilde tanımlanmış ve net olarak ölçülmekte. Ala turca bir tepkiyle bu sınıflandırmanın kendisini de sorgulamak mümkün. O nedenle işin sağlamasını yapmak üzere ilk ve son sıralarda hangi ülkeler var, onlara da bakalım. İşte ilk on:
1- İsveç (5.65), 2- Singapur (5.64), 3- Danimarka (5.54), 4- İsviçre (5.48), 5- ABD (5.46), 6- Finlandiya (5.44), 7- Kanada (5.36), 8- Hong Kong (5.33), 9- Hollanda (5.32), 10- Norveç (5.22)
Son on ülke ise şöyle sıralanmakta: 124- Nepal (2.95), 125- Nikaragua (2.295), 126- Surinam (2.92), 127- Paraguay (2.88), 128- Kamerun (2.86), 129- Burundi (2.80), 130- Timor (2.69), 131- Bolivya (2.68), 132- Zimbabwe (2.67), 133-Çad (2.57)
Bu tablolara kimse itiraz edemeyeceğine göre Türkiye’nin 3.68 puanla 69. sıradaki yeri için de tartışılacak bir şey olmasa gerek. Ölçülebilir olmanın bir dezavantajı da ak koyun ile kara koyunun kolayca ortaya çıkarılabilmesi. Onun yerine laf salatasıyla sıralama yapılabilseydi yerimiz çok daha yukarılarda olurdu!
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2009-2010 dönemine yönelik Global Bilgi Teknolojileri Raporu’na göre Türkiye Bilgi Toplumu olma yolunda gerilemeye devam ediyor.
2007 – 2008 döneminde 127 ülke içinde 55. sırada yer alan Türkiye; 2008 – 2009 döneminde altı basamak gerileyerek 134 ülke içinde 61. sıraya inmişti. Son raporda ise 133 ülke içinde 3.68 puan ile 69. sırada yer alıyor.
Rapora konu olan değerlendirme üç ana bölümden oluşuyor. Çevresel Faktörler (Pazar, politik çevre, altyapı), Hazır Olma Faktörleri (Kişisel düzeyde, iş düzeyinde, devlet düzeyinde) ve Kullanımla ilgili Faktörler (bireysel kullanım, iş dünyasında kullanım, devlet organlarındaki kullanım). Türkiye bu üç ana kategoride sırasıyla 59, 90 ve 62. sırada.
Çevresel faktörler içinde ortalamayı en çok düşüren unsurlara bakıldığında öne çıkan parametreler yatırımcı eksikliği (134 ülke içinde 107. sırada), verginin etkisi ve boyutu (121. sırada), medya özgürlüğü (124. sırada), fikri mülkiyetin korunması (105. sırada). Bu kategoride avantaj yaratan unsurların başında yeni bir işe başlamanın kaç günde gerçekleştirilebileceğiyle ilgili. Rapora göre Türkiye’de bu süre 6 gün ve bu sayede Türkiye 134 ülke içinde 12. sırada.
Hazır Olma Faktörleri incelendiğinde bireysel ve iş düzeyinde en çok avantaj yaratan faktör sabit hatların ilk bağlantı ücretleriyle ilgili. Türkiye bu kategoride bireyselde 5., iş ünitelerinde 2. sırada. Öte yandan iş üniteleri bazında aylık ödemelerde ancak 114. sırada. Devlet düzeyinde hazır olma faktörleri (üç adet) ise ortalamayı olumsuz etkileyecek şekilde. Türkiye bu kategoride 76 ile 90. sırada kendisine yer bulabiliyor.
Keza Kullanımla İlgili Faktörlerde de Türkiye gerek bireysel ve iş üniteleri gerekse de devlet düzeyinde olumsuz sıralarda yer alıyor. Bu alandaki toplam 17 alt kategoride Türkiye 31 ile 93. sırada değişen yerlerde kendisine yer bulabilmiş (yaratıcı endüstrilerdeki ihracatta 31., yüksek teknoloji endüstrilerdeki ihracatta ise 93.)
Devlet kendisiyle ilgili kategorilerde genelde olumsuz bir seyir izliyor. Örneğin devletin bilgi teknolojilerini lanse etmesi kategorisinde 87. sıradayız. BT imkanlarının devlet dairelerindeki yayılmışlığı açısından ise 60. sırada.
Görüldüğü üzere bilgi toplumu olmanın kriterleri ve her bir kriter için yapılması gereken şeylerin ne olduğu konusunda dünyanın kafası çok net. Tüm bu alanlar ölçülebilir şekilde tanımlanmış ve net olarak ölçülmekte. Ala turca bir tepkiyle bu sınıflandırmanın kendisini de sorgulamak mümkün. O nedenle işin sağlamasını yapmak üzere ilk ve son sıralarda hangi ülkeler var, onlara da bakalım. İşte ilk on:
1- İsveç (5.65), 2- Singapur (5.64), 3- Danimarka (5.54), 4- İsviçre (5.48), 5- ABD (5.46), 6- Finlandiya (5.44), 7- Kanada (5.36), 8- Hong Kong (5.33), 9- Hollanda (5.32), 10- Norveç (5.22)
Son on ülke ise şöyle sıralanmakta: 124- Nepal (2.95), 125- Nikaragua (2.295), 126- Surinam (2.92), 127- Paraguay (2.88), 128- Kamerun (2.86), 129- Burundi (2.80), 130- Timor (2.69), 131- Bolivya (2.68), 132- Zimbabwe (2.67), 133-Çad (2.57)
Bu tablolara kimse itiraz edemeyeceğine göre Türkiye’nin 3.68 puanla 69. sıradaki yeri için de tartışılacak bir şey olmasa gerek. Ölçülebilir olmanın bir dezavantajı da ak koyun ile kara koyunun kolayca ortaya çıkarılabilmesi. Onun yerine laf salatasıyla sıralama yapılabilseydi yerimiz çok daha yukarılarda olurdu!
Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1207) - Ooof Off Line Köşesi - 07 05 2010
1 yorum:
Gecen yillardaki siralamalardan daha kotu isek sebebini tahmin etmek zor olmasa gerek. Politik sebebler bir yana, bilgini degil bir bileni tercih etmis toplumuz. Bu koilelige kadar surer gider.
Yorum Gönder