Apple’in yeni cijazı iPad ile birlikte bir geçiş dönemine girdik. Veriler artık merkezi olarak saklanacak, elinizin altındaki cihaz temel işlevleri gören bir düzeye inecek.
Apple firmasının kurucularından ve pazarlama dehası Steve Jobs yeni bir bomba daha patlattı ve firma geçtiğimiz günlerde iPad isimli yeni ürününü tüm dünyaya tanıttı. Görünen o ki ilk bilgisayarlardan Apple Macintosh ve mobil müzik dinleme cihazlarının en popüleri olan iPod (ve bunun cep telefonu ile birleştirilmiş hali iPhone) cihazlarından sonra firma tüm dünyayı üçüncü kere yerinden sarsma azminde.
iPad cihazını iPhone’un biraz daha büyük modeli diyerek eleştirenler de var, özellikle e-gazete, e-kitap dünyası başta olmak üzere müthiş bir devrim yaratacak diyenler de.
Cihazın temel özelliklerine bakıldığında tam da ikisinin arasında bir yerde duruyor gibi. Yani bu haliyle müthiş bir devrim yapması çok olası değil. Ancak yerinde sayacağını beklemek de doğru olmaz. Gelecek ay ya da yıllarda çıkacak geliştirilmiş yeni kuşak modelleri ipod, iphone cihazlarının yarattığı düzeyde bir etki yaratma potansiyeline sahip.
Öncelikle cihaz fiziksel özellikleri itibariyle çekici. Ağırlığı 680-730 gram arasında. En devrimsel özelliklerinden bir tanesi ise bilgisayarların çıktığı ilk günden beri cihazın değişmez bir parçası olan klavye aparatının olmaması. Yazmak gerekiyorsa, dokunmatik ekran klavye işlevini görüyor.
Bu basit ve zaten bildik imkan bir yandan Apple’in dokunmatik ekran konusunda ne kadar deneyimli ve gelişmiş imkanlara sahip olduğunu gösterirken aslında öteden beri ülkemizde de tartışılan farklı klavye standardlarının kolaylıkla kullanılabilir hale gelmesini de sağlamış oluyor. Hangi klavye formatını seçerseniz ekran o klavye olarak hizmet vermeye başlıyor. Böylece tuşların üzerindeki işaretleri değiştirmek ya da komple farklı klavyeler satın almak gereği ortadan kalkıyor.
Öte yandan bu cihaz şu anki teknik özellikleri itibariyle bir grup öncüyü cezbedecek ancak önemli bir grup kullanıcı biraz daha temkinli yaklaşıp bekle-gör taktiği ile cihazın dünya üzerindeki gelişimini izleyerek karar verecek gibi. Bu cihaz sayesinde ipod, iphone ürün yelpazesinden farklı olarak kurumsal müşteriler de Apple firmasının radarına girmiş durumda. Ellerinde bu cihazlarla işi gereği mobilite gereksinimi duyan firma çalışanları gün boyunca ofis dışında yaptıkları tüm mesleki faaliyetlerinde bu cihazı kullanabilir ve sipariş alma, not tutma, mesajlaşma vb gibi faaliyetlerini internete bağlı olarak ya da bağlı olmadan gerçekleştirebilir, gün sonunda güncel bilgileri merkeze aktarabilirler.
Bu bir geçiş dönemi ve bu sayede bilişim kültüründe de yeni bir çağ başlamış oluyor. Dijital kültürün, internetin ruhuna aykırı gibi görünen, dağıtılmış verileri merkezde toplama (totaliter) arzusunu gerçekleştirmeye doğru bir adım daha atılmış oluyor. Giderek taşınabilir bilgisayarlarda veri tutma, sabit disk imkanı bulundurma gereği ortadan kalkacak. Eposta sisteminde bu düzen geldi. Posta kutunuz şu an kimbilir hangi ülkedeki bir bilgisayarda saklanıyor (ve gerekli görüldüğünde inceleniyor).
Bunun yanısıra tüm metinlerinizin, elektronik tablolarınızın, sunumlarınızın, adres defterinizin vb de şu an elinizin altında kullanmakta olduğunuz cihazın diskinde durmak yerine binlerce kilometre ötedeki bir bilgisayarda saklandığını düşünsenize. Hem kaybolma derdi de yok !!!
Apple firmasının kurucularından ve pazarlama dehası Steve Jobs yeni bir bomba daha patlattı ve firma geçtiğimiz günlerde iPad isimli yeni ürününü tüm dünyaya tanıttı. Görünen o ki ilk bilgisayarlardan Apple Macintosh ve mobil müzik dinleme cihazlarının en popüleri olan iPod (ve bunun cep telefonu ile birleştirilmiş hali iPhone) cihazlarından sonra firma tüm dünyayı üçüncü kere yerinden sarsma azminde.
iPad cihazını iPhone’un biraz daha büyük modeli diyerek eleştirenler de var, özellikle e-gazete, e-kitap dünyası başta olmak üzere müthiş bir devrim yaratacak diyenler de.
Cihazın temel özelliklerine bakıldığında tam da ikisinin arasında bir yerde duruyor gibi. Yani bu haliyle müthiş bir devrim yapması çok olası değil. Ancak yerinde sayacağını beklemek de doğru olmaz. Gelecek ay ya da yıllarda çıkacak geliştirilmiş yeni kuşak modelleri ipod, iphone cihazlarının yarattığı düzeyde bir etki yaratma potansiyeline sahip.
Öncelikle cihaz fiziksel özellikleri itibariyle çekici. Ağırlığı 680-730 gram arasında. En devrimsel özelliklerinden bir tanesi ise bilgisayarların çıktığı ilk günden beri cihazın değişmez bir parçası olan klavye aparatının olmaması. Yazmak gerekiyorsa, dokunmatik ekran klavye işlevini görüyor.
Bu basit ve zaten bildik imkan bir yandan Apple’in dokunmatik ekran konusunda ne kadar deneyimli ve gelişmiş imkanlara sahip olduğunu gösterirken aslında öteden beri ülkemizde de tartışılan farklı klavye standardlarının kolaylıkla kullanılabilir hale gelmesini de sağlamış oluyor. Hangi klavye formatını seçerseniz ekran o klavye olarak hizmet vermeye başlıyor. Böylece tuşların üzerindeki işaretleri değiştirmek ya da komple farklı klavyeler satın almak gereği ortadan kalkıyor.
Öte yandan bu cihaz şu anki teknik özellikleri itibariyle bir grup öncüyü cezbedecek ancak önemli bir grup kullanıcı biraz daha temkinli yaklaşıp bekle-gör taktiği ile cihazın dünya üzerindeki gelişimini izleyerek karar verecek gibi. Bu cihaz sayesinde ipod, iphone ürün yelpazesinden farklı olarak kurumsal müşteriler de Apple firmasının radarına girmiş durumda. Ellerinde bu cihazlarla işi gereği mobilite gereksinimi duyan firma çalışanları gün boyunca ofis dışında yaptıkları tüm mesleki faaliyetlerinde bu cihazı kullanabilir ve sipariş alma, not tutma, mesajlaşma vb gibi faaliyetlerini internete bağlı olarak ya da bağlı olmadan gerçekleştirebilir, gün sonunda güncel bilgileri merkeze aktarabilirler.
Bu bir geçiş dönemi ve bu sayede bilişim kültüründe de yeni bir çağ başlamış oluyor. Dijital kültürün, internetin ruhuna aykırı gibi görünen, dağıtılmış verileri merkezde toplama (totaliter) arzusunu gerçekleştirmeye doğru bir adım daha atılmış oluyor. Giderek taşınabilir bilgisayarlarda veri tutma, sabit disk imkanı bulundurma gereği ortadan kalkacak. Eposta sisteminde bu düzen geldi. Posta kutunuz şu an kimbilir hangi ülkedeki bir bilgisayarda saklanıyor (ve gerekli görüldüğünde inceleniyor).
Bunun yanısıra tüm metinlerinizin, elektronik tablolarınızın, sunumlarınızın, adres defterinizin vb de şu an elinizin altında kullanmakta olduğunuz cihazın diskinde durmak yerine binlerce kilometre ötedeki bir bilgisayarda saklandığını düşünsenize. Hem kaybolma derdi de yok !!!
Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1195) - Ooof Off Line Köşesi - 12 02 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder