Bir kaç yıl önce popüler olan internet üzerinden saldırı tekniklerinden bir tanesi, anımsanacağı üzere, bir web sitesini çalışmaz hale getirene dek onun üzerinde “yapay” trafik yaratmaktı. Sanki tüm dünya aynı anda sizin web sitenize erişmek istiyormuş gibi. Belli bir aşamada da sitenizin yer aldığı bilgisayar buna cevap veremez hale geliyor; bir başka deyişle “kafayı yiyordu”.
Son dönemde gündeme gelen yeni bir sanal bomba da bekleneceği üzere en popüler web sitesi olan Google ile ilgili.
Google’a gidip “failure” (başarısızlık) kelimesini arayın ve bakın bakalım gelen ilk iki site hangisi olacak Google’ın sonuç ekranında. İlk site ABD Başkanı’nın Beyaz Saray tarafından yayınlanan resmi sitesi. İkincisi ise onun can düşmanı Michael Moore’un.
İşin ilginci bu sitelere gidip failure kelimesini ararsanız, sitede öyle bir kelimenin yer almadığını da göreceksiniz.
Peki bu nasıl oluyor? Google’da arama yapınca gelen sonuçlar; aranılan kelimenin içinde yer aldığı ve o kelime ile ilgili en çok tercih edilen sayfaların en önde gösterildiği anlamına gelmiyor muydu?
Pek de değil! Evet o kelime ile ilgili en çok tercih edilen siteler şeklinde kategorize etmek doğru. Ancak sitede gerçekten de o kelimenin yer alıp almıyor olduğunu Google haricen kontrol etmiyor. Sadece popülerlik listesini tutuyor ve siteleri ona göre sıralıyor.
Bunu keşfeden bazı muzipler de “failure” kelimesi ile başkan Bush’un web sitesine link verme ikilisini ilişkilendirmiş durumda. Hal böyle olunca da her ne kadar sitede failure kelimesi yer almasa bile o kelimeyi aradığınızda Google size başkanın web sitesini en popüler site olarak listeliyor. Yani diyor ki dünyada şu an failure kelimesini en çok başkan Bush’u web sitesi ile ilişkilendirilmekte ve kullanılmaktadır.
Tabii buradan pek çok varyasyon üretilebilir. Örneğin Fenerbahçeliler oturup da benzer bir yolu hayata geçirirlerse; diyelim ki Google’a gidip “galatasaray” diye arama yaptığınızda karşınızda listelenecek ilk site Fenerbahçe’nin resmi web sitesi olabilir.
Ya da Cyprus (Kıbrıs) kelimeleri arandığında Google ilk önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi web sitelerini listeleyebilir.
Buna Google Bombing deniyor. Yani Google Bombalaması.
Burada sorun, kurulan mekanizmanın suistimal edilmesi. Birkaç düzine web sitesini organize edip de belli bir kelimenin hep aynı web sitesine işaret etmesini sağlamak ve bu linkleri bir süre aktif olarak kullanmak; doğal halinde doğru linklerin doğru amaçla kullanılması “özgürlüğünü” suistimal etmek anlamına geliyor.
Bu tür suistimallerle gündelik hayatımızda o kadar çok karşılaşıyoruz ki. Belki de bu tür bir suistimal olgusunun internete de sıçramış olduğunu öğrenmek çok fazla kişiyi şaşırtmayacaktır.
Bir şeyi yapma özgürlüğünün suistimal edilmesi temelde bize onu suistimal edenlerin o özgürlüğü haketmediklerini göstermiş oluyor. Şöyle düşünelim: Demokrasi içinde yaşayan bir birey ya da sivil toplum örgütünün demokrasiyi yıkmaya çalışma özgürlüğü olabilir mi? Elbette olamaz.
Ancak bugünün ideolojileri ölmüş dünyasında olguları bu şekilde değerlendirmek ne kadar sağlıklı ya da pratik bunu da değerlendirmek gerek.
Şekilsel açıdan bakıldığında başarısızlık kelimesinin iki kere ABD başkanı seçilebilmiş bir kişi ile özdeşleştirilmesi ne kadar çelişkili görünse de dünyanın yaşadığı son beş altı seneye baktığımızda içten içe bunun “gediğine oturtulmuş bir taş” olduğu konusunda kaç kişinin itirazı olabilir ki?
Belki de şu varsayım üzerine kurulacak bir binanın yıkılması olası değildir: Belli bir minimum düzey korunduğu sürece bu tür “cilveler” olgunun daha da gelişmesi için faydalı olacaktır.
ABD yönetimi, failure kelimesi ile başkanın web sitesinin ilişkilendirilmesine bir müdahalede bulunmayarak bunun güzel bir örneğini gösteriyor. Çünkü bu tür müdahaleler bünyenin bağışıklık sistemini güçlendirmesini geciktirmekten başka bir işe yaramıyor.
Son dönemde gündeme gelen yeni bir sanal bomba da bekleneceği üzere en popüler web sitesi olan Google ile ilgili.
Google’a gidip “failure” (başarısızlık) kelimesini arayın ve bakın bakalım gelen ilk iki site hangisi olacak Google’ın sonuç ekranında. İlk site ABD Başkanı’nın Beyaz Saray tarafından yayınlanan resmi sitesi. İkincisi ise onun can düşmanı Michael Moore’un.
İşin ilginci bu sitelere gidip failure kelimesini ararsanız, sitede öyle bir kelimenin yer almadığını da göreceksiniz.
Peki bu nasıl oluyor? Google’da arama yapınca gelen sonuçlar; aranılan kelimenin içinde yer aldığı ve o kelime ile ilgili en çok tercih edilen sayfaların en önde gösterildiği anlamına gelmiyor muydu?
Pek de değil! Evet o kelime ile ilgili en çok tercih edilen siteler şeklinde kategorize etmek doğru. Ancak sitede gerçekten de o kelimenin yer alıp almıyor olduğunu Google haricen kontrol etmiyor. Sadece popülerlik listesini tutuyor ve siteleri ona göre sıralıyor.
Bunu keşfeden bazı muzipler de “failure” kelimesi ile başkan Bush’un web sitesine link verme ikilisini ilişkilendirmiş durumda. Hal böyle olunca da her ne kadar sitede failure kelimesi yer almasa bile o kelimeyi aradığınızda Google size başkanın web sitesini en popüler site olarak listeliyor. Yani diyor ki dünyada şu an failure kelimesini en çok başkan Bush’u web sitesi ile ilişkilendirilmekte ve kullanılmaktadır.
Tabii buradan pek çok varyasyon üretilebilir. Örneğin Fenerbahçeliler oturup da benzer bir yolu hayata geçirirlerse; diyelim ki Google’a gidip “galatasaray” diye arama yaptığınızda karşınızda listelenecek ilk site Fenerbahçe’nin resmi web sitesi olabilir.
Ya da Cyprus (Kıbrıs) kelimeleri arandığında Google ilk önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi web sitelerini listeleyebilir.
Buna Google Bombing deniyor. Yani Google Bombalaması.
Burada sorun, kurulan mekanizmanın suistimal edilmesi. Birkaç düzine web sitesini organize edip de belli bir kelimenin hep aynı web sitesine işaret etmesini sağlamak ve bu linkleri bir süre aktif olarak kullanmak; doğal halinde doğru linklerin doğru amaçla kullanılması “özgürlüğünü” suistimal etmek anlamına geliyor.
Bu tür suistimallerle gündelik hayatımızda o kadar çok karşılaşıyoruz ki. Belki de bu tür bir suistimal olgusunun internete de sıçramış olduğunu öğrenmek çok fazla kişiyi şaşırtmayacaktır.
Bir şeyi yapma özgürlüğünün suistimal edilmesi temelde bize onu suistimal edenlerin o özgürlüğü haketmediklerini göstermiş oluyor. Şöyle düşünelim: Demokrasi içinde yaşayan bir birey ya da sivil toplum örgütünün demokrasiyi yıkmaya çalışma özgürlüğü olabilir mi? Elbette olamaz.
Ancak bugünün ideolojileri ölmüş dünyasında olguları bu şekilde değerlendirmek ne kadar sağlıklı ya da pratik bunu da değerlendirmek gerek.
Şekilsel açıdan bakıldığında başarısızlık kelimesinin iki kere ABD başkanı seçilebilmiş bir kişi ile özdeşleştirilmesi ne kadar çelişkili görünse de dünyanın yaşadığı son beş altı seneye baktığımızda içten içe bunun “gediğine oturtulmuş bir taş” olduğu konusunda kaç kişinin itirazı olabilir ki?
Belki de şu varsayım üzerine kurulacak bir binanın yıkılması olası değildir: Belli bir minimum düzey korunduğu sürece bu tür “cilveler” olgunun daha da gelişmesi için faydalı olacaktır.
ABD yönetimi, failure kelimesi ile başkanın web sitesinin ilişkilendirilmesine bir müdahalede bulunmayarak bunun güzel bir örneğini gösteriyor. Çünkü bu tür müdahaleler bünyenin bağışıklık sistemini güçlendirmesini geciktirmekten başka bir işe yaramıyor.
Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki'nde yayınlanmıştır (08 10 2005)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder