27 Mayıs 2006 Cumartesi günü, dergimizin 20. yılı – 1000. sayısı nedeniyle organize etmiş olduğu Bilim ve Toplum adlı kongreye ben de konuşmacı olarak katıldım. Gerek yazarlarımız, gerekse de okurlarımızla tanışma, kaynaşma imkanım oldu.
Konuşmacılardan iki tanesinin altını çizdiği bir nokta beni de düşündürdü. Yirmi yıldır Bilim ve Teknik adıyla yayınlanan dergimiz, neden Bilim ve Teknoloji adını almıştı? Benim gözlemim; bu minik saptamayı konuşmacılar biraz da alışkanlığın değişmesinin sebep olduğu duygusallıktan yapmış olmalarıydı.
Yine de bu vesile ile bu kelimelerin sözlük anlamlarına bakmak ve günümüzdeki gelişmelerle bu tanımlar arasındaki ilişkiyi kurmak istedim.
SÖZLÜK ANLAMLARI
www.tdk.gov.tr sitesinden Türkçe Sözlüğü araştırdım. Öncelikle belirtmek istiyorum ki her iki kelime de Fransızca’dan gelmekteymiş (technique ve technologie). Bakın sözlük tanımları nasıl:
TEKNİK
Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi.
Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama
sıfat Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin (ör. teknik okul)
Yol, beceri, yöntem
sıfat Teknikle ilgili bir sanata, bir bilime, bir mesleğe özgü olan (ör. Teknik terimler)
TEKNOLOJİ
Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgi.
Kısaca özetlemek gerekirse teknik daha ziyade yönteme işaret ederken, teknoloji bilgiye işaret etmekte.
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi, yirmi sene önce yayın hayatına başlamış ve yirmi yıldır bilimle birlikte bilimsel yöntemlerin keşfedilmesi, öğrenilmesi konusunda bin adet yayın yapmış. Ülkemizi baz alarak geçen bu yılları değerlendirdiğimizde, gerçekten de yöntem konusunda kendimizi geliştirmenin gerekliliği yadsınamaz.
Bilimsel alanda, sanayide, mesleki hayatta ülkemiz son yirmi yılda çok önemli gelişmeler katetti. Bu gelişmelerin, global dünyanın gösterdiği gelişmelerle orantılandığında ne seviyede kaldığını ayrı bir tartışma konusu olarak bir kenara bırakırsak, “teknik”in gelişmesi, geliştirilmesi geçen bu dönemde doğru bir vizyon olarak görünüyor bana.
VİZYON GENİŞLİYOR
Öte yandan özellikle son on yıldır tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de dramatik bir değişim ve bunun etkileri gözlenmekte. Bu da “bilgi” olgusunun öne çıkması, bilginin en değerli malzeme haline gelmesi. Bu eğilimin temelinde yatan sebep de bilgiyi üretme süreçlerinin, cihazlarının gelişen bilişim teknolojileri sayesinde inanılmaz hızda gelişme göstermiş olmasıdır.
Hal böyle olunca “yöntem”den daha önemli bir olgu karşımıza çıkmıştır : Bilgi.
Yukarıdaki teknoloji tanımına baktığımızda da, teknolojinin aslında yöntem de dahil olmak üzere “bilgi”yi işaret ettiğini görüyoruz.
O halde dergimizin isminin “Teknik”ten “Teknoloji”ye geçmesi bir yerde, global anlamdaki eğilimlerin paralelinde, vizyon genişletmek olarak algılanabilir. Teknik odaklı bir vizyon, artık “teknik”i göz ardı etmeden bilgi odaklı bir vizyona dönüşmüştür.
Şahsen bu dönüşümün daha erken yapılmış olmasını bile dilerdim. Teknik olgusu gerçekten de günümüzün pratik taleplerini karşılamada yeterli değil. Ancak yirminci yıl ve bininci sayı vesilesiyle yapılmış olan bu dönüşüm, bana da çok daha anlamlı geldi.
Kongre’deki bazı tebliğlerin gerek sözlü gerekse de yazılı sunumunda gördüğüm, “Cumhuriyet Bilim Teknik” ifadesini sanırım bir süre daha kullanacağız ancak daha sonra “Bilim ve Teknoloji” ismi oturacaktır diye düşünüyorum.
Öte yandan “Bilim ve Teknik” isminin, çağın eğilimlerinden bağımsız olarak, duygusal anlamda oluşturduğu bağın içimizde bir yerlerde hep kalacağının da bilincindeyim. (NCR firması bugün dünyanın pek çok ülkesinde hizmet veriyor ancak adındaki “Ulusal” kelimesini kaldırmadı – başarısız denemelerden geçerek. Ya da IBM firması global bir firma ama adı hala “Uluslararası”).
Yine de konuya bilimsel yaklaşmakta fayda var sanırım : Daha doğru bilimsel bir bilgiyi ürettiğimizde, ondan daha az doğru olan ve yıllardır yanıbaşımızda duran bilgiyi, üzülerek de olsa, terk etmemiz gerekmiyor mu?
Konuşmacılardan iki tanesinin altını çizdiği bir nokta beni de düşündürdü. Yirmi yıldır Bilim ve Teknik adıyla yayınlanan dergimiz, neden Bilim ve Teknoloji adını almıştı? Benim gözlemim; bu minik saptamayı konuşmacılar biraz da alışkanlığın değişmesinin sebep olduğu duygusallıktan yapmış olmalarıydı.
Yine de bu vesile ile bu kelimelerin sözlük anlamlarına bakmak ve günümüzdeki gelişmelerle bu tanımlar arasındaki ilişkiyi kurmak istedim.
SÖZLÜK ANLAMLARI
www.tdk.gov.tr sitesinden Türkçe Sözlüğü araştırdım. Öncelikle belirtmek istiyorum ki her iki kelime de Fransızca’dan gelmekteymiş (technique ve technologie). Bakın sözlük tanımları nasıl:
TEKNİK
Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi.
Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama
sıfat Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin (ör. teknik okul)
Yol, beceri, yöntem
sıfat Teknikle ilgili bir sanata, bir bilime, bir mesleğe özgü olan (ör. Teknik terimler)
TEKNOLOJİ
Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgi.
Kısaca özetlemek gerekirse teknik daha ziyade yönteme işaret ederken, teknoloji bilgiye işaret etmekte.
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi, yirmi sene önce yayın hayatına başlamış ve yirmi yıldır bilimle birlikte bilimsel yöntemlerin keşfedilmesi, öğrenilmesi konusunda bin adet yayın yapmış. Ülkemizi baz alarak geçen bu yılları değerlendirdiğimizde, gerçekten de yöntem konusunda kendimizi geliştirmenin gerekliliği yadsınamaz.
Bilimsel alanda, sanayide, mesleki hayatta ülkemiz son yirmi yılda çok önemli gelişmeler katetti. Bu gelişmelerin, global dünyanın gösterdiği gelişmelerle orantılandığında ne seviyede kaldığını ayrı bir tartışma konusu olarak bir kenara bırakırsak, “teknik”in gelişmesi, geliştirilmesi geçen bu dönemde doğru bir vizyon olarak görünüyor bana.
VİZYON GENİŞLİYOR
Öte yandan özellikle son on yıldır tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de dramatik bir değişim ve bunun etkileri gözlenmekte. Bu da “bilgi” olgusunun öne çıkması, bilginin en değerli malzeme haline gelmesi. Bu eğilimin temelinde yatan sebep de bilgiyi üretme süreçlerinin, cihazlarının gelişen bilişim teknolojileri sayesinde inanılmaz hızda gelişme göstermiş olmasıdır.
Hal böyle olunca “yöntem”den daha önemli bir olgu karşımıza çıkmıştır : Bilgi.
Yukarıdaki teknoloji tanımına baktığımızda da, teknolojinin aslında yöntem de dahil olmak üzere “bilgi”yi işaret ettiğini görüyoruz.
O halde dergimizin isminin “Teknik”ten “Teknoloji”ye geçmesi bir yerde, global anlamdaki eğilimlerin paralelinde, vizyon genişletmek olarak algılanabilir. Teknik odaklı bir vizyon, artık “teknik”i göz ardı etmeden bilgi odaklı bir vizyona dönüşmüştür.
Şahsen bu dönüşümün daha erken yapılmış olmasını bile dilerdim. Teknik olgusu gerçekten de günümüzün pratik taleplerini karşılamada yeterli değil. Ancak yirminci yıl ve bininci sayı vesilesiyle yapılmış olan bu dönüşüm, bana da çok daha anlamlı geldi.
Kongre’deki bazı tebliğlerin gerek sözlü gerekse de yazılı sunumunda gördüğüm, “Cumhuriyet Bilim Teknik” ifadesini sanırım bir süre daha kullanacağız ancak daha sonra “Bilim ve Teknoloji” ismi oturacaktır diye düşünüyorum.
Öte yandan “Bilim ve Teknik” isminin, çağın eğilimlerinden bağımsız olarak, duygusal anlamda oluşturduğu bağın içimizde bir yerlerde hep kalacağının da bilincindeyim. (NCR firması bugün dünyanın pek çok ülkesinde hizmet veriyor ancak adındaki “Ulusal” kelimesini kaldırmadı – başarısız denemelerden geçerek. Ya da IBM firması global bir firma ama adı hala “Uluslararası”).
Yine de konuya bilimsel yaklaşmakta fayda var sanırım : Daha doğru bilimsel bir bilgiyi ürettiğimizde, ondan daha az doğru olan ve yıllardır yanıbaşımızda duran bilgiyi, üzülerek de olsa, terk etmemiz gerekmiyor mu?
Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 16 06 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder