Cuma, Aralık 26, 2008

OBAMA: İLK e-BAŞKAN ?


Obama’nin ilk sözü, internetin açıklığını koruma ile ilgili. Internetin tarihinde ve doğasında yer alan “açıklık” olgusunu benimsemiş görünüyor ve buna karşı tutum içinde olacakların karşısında yer alacağını net olarak belirtiyor.


Başbakan Erdoğan “Ben Youtube’a girebiliyorum” diyerek internet yasaklarına yeni bir boyut kattı. Demek ki neymiş “iş bilenin kılıç kuşananın”. Siz de o kadar meraklıysanız teknolojinin imkanlarından istifade ederek youtube’a erişebilirsiniz. Arayın bulun. Bu arada bu kadar zahmete katlanamayacak olanlar da (çoğunluk) erişememeye devam etsin.

Kasım ayında ABD’nin 44. başkanı seçilen Obama ise farklı düşünüyor. Kendi ismiyle yayında olan web sitesinde bakın teknoloji ve internet konusunda ne gibi açılımlar getirme sözü veriyor.

Obama’nin ilk sözü, internetin açıklığını koruma ile ilgili. Internetin tarihinde ve doğasında yer alan “açıklık” olgusunu benimsemiş görünüyor ve buna karşı tutum içinde olacakların karşısında yer alacağını net olarak belirtiyor.

Bununla paralel olarak gündeme getirdiği ikinci husus ise medya sahipliğinin tekelleşmesinin engellenmesi. Medyanın teknoloji ve internetle doğrudan bir ilgisi yok ki diye düşünüyorsanız bir kez daha düşünün. Beş on sene içinde internet ile medya arasındaki son farklılıklar da ortadan kalkacak ve ikisi et ile tırnak statüsüne kavuşacak.

Internet sözü olanın konuşabilmesi için dünya kültürünün geliştirmiş olduğu en yeni öge. Internetin herhangi bir nedenle sınırlandırılması, engellenmesi ya da yasaklanması aslında çok daha derin bir anlama gelmektedir. O da interneti yasaklayan ülke ya da toplumun aslında açıklık olgusuna hazır olmamasıdır.

Bu son tümceyi biraz daha irdelemek gerekir. Acaba hazır olmayan o toplum mu yoksa açıklıktan zarar göreceğini düşünen yöneticiler mi (ister seçilmiş olsun ister atanmış)? Kısaca bir anımsayalım ülkemiz çok kanallı TV yayıncılığına nasıl geçti? Ya radyoların yaygınlaşması?

Kamuoyunu yönlendirme gücüne sahip herhangi bir kuvvet söz konusu olduğunda bu açılımlar hep pratik zorlama ile gerçekleştirildi. Özel TV kanalları kendi imkanları ile yayına geçti; yani resmi statüde “korsan” idi. Sonra yasalaştılar. Keza radyoların yaygınlaşmasında da benzer bir durum gözlendi. O zamanların bacımız olan TC Başbakanı da “radyomu istiyorum” diyenlerin arasına katıldı.

Benzer bir süreç internet için de yaşanmakta. Önce internet erişimi sunan firmalar kuruldu ancak nuh nebiden kalma yasal zorunluluklar nedeniyle bu şirketler en az iki sene hizmet veremediler.

Bugün artık internete erişim telefon hattından erişim ile aynı statüye geçti. Telefon hattı olan internete de erişebiliyor. Ancak bu kez engelleme genelden nokta atışı hedeflere odaklandı.

Dün hapiste olan ve hakkında siyaset yapamaz hükmü olan bir TC vatandaşı yıldırım hızıyla yapılan yasal düzenlemelerle yeniden siyasete dönebiliyor; yapılan bir itiraz nedeniyle yenilenen seçim bölgesinden aday olup meclise girebiliyor ve ardından da başbakan olup altı sene aralıksız başbakanlık yapabiliyorsa, internete yasak getirmenin nedenlerini yasaların yetersizliğine bağlamak tatminkar bir açıklama olamaz. İstenirse internet üzerindeki tüm engellemeler, yasaklar bir gecede çözüme kavuşturulabilir.

Obama’nın web sitesindeki diğer hususlar içinde dijital uçurumun enaza indirilmesi, hükümetin şeffaf bir modelle yönetilebilir hale getirilmesi, özel yaşama saygı gösterilmesi yer almakta.

Öte yandan teknoloji sadece bilişim ve internet ile sınırlı değil. Sağlık konuları da en az internet kadar önem arz ediyor. Kök hücre araştırmaları, genetik ve biyoloji bilimleri özellikle altı çizilerek destekleniyor. Yakın gelecekte dünyada hala çaresiz hastalıklar statüsünde yer alan kansere, kalple ilgili hastalıklara kalıcı çözümler bulma imkanı yeniden gündeme gelmiş oluyor.

Obama şu sıralarda yeni yönetim ekibini oluşturmakta. Bu kişilerin kariyerlerine bakıldığında pek çoğunun bir önceki Demokrat yönetim olan Clinton yönetiminde de önemli görevler icra etmiş kişiler olduğu görülmekte.

Bu açıdan bakıldığında Clinton yönetiminin kaldığı yerden devam edileceği sonucunu çıkarmak zor değil. İster teknoloji ya da internet olsun ister otomotiv sektörü olsun önemli olan en üst düzeyde bu konulara stratejik olarak önem verilmesidir. Sözle değil eylemle. Obama’nın kampanya sırasındaki teknoloji kullanımına bakarak bu konuda ciddi gelişmelerin olacağını düşünmek hayal olmayacaktır.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 05 12 2008

1 yorum:

senbilirsinabla dedi ki...

"Ne güzel" der "abla", "keşke bizim de bir Obama'mız olsa!"