Pazartesi, Aralık 20, 2010

SOSYOLOJİ BÖLÜMLERİ NE YAPIYOR?

Bilgi üretim merkezlerimiz dijital kültürün, sanal dünyanın birey ve toplum üzerindeki etkilerini araştırmada teklerse boşluğu fikir üretim merkezlerinin zırvalarının doldurması kaçınılmaz olacaktır.

Ne zaman dijital kültürün bireyin ve toplumun yaşamını nasıl dönüştürmekte olduğuna dair yazmak zorunda kalsam aklıma hep aynı soru geliyor: Bilgi üretmekle mükellef üniversitelerimizin konuyla ilgili olan Sosyoloji Bölümleri bu konuda ne yapıyor?

Internet kullanım eğilimleri bugüne dek bağımsız araştırma kuruluşlarının yapmış oldukları anketlere dayanıyor. Toplumsal dönüşüm motivasyonuyla bakıldığında dijitalleşmenin, sanallaşmanın, bilgi iletişim teknolojilerinin süreci nasıl etkilemekte olduğunu ise sürekli ıskalıyoruz.

Türkiye “en çok chat yapıyor”, “Facebook kullanımında dünya dördüncüsü” diyorlar; biz de bu verilerden yola çıkarak toplumumuz hakkında bilgi üretmeye çalışıyoruz. Bu konuda asıl söz sahibi olan sosyoloji bölümlerimiz ne diyor; duyamıyoruz!

Peşinen “Hiçbir şey yapmıyorlar, yapıyor olsalardı duyardık, bilirdik” demek yerine oturup internetten biraz araştırdım. Ülkemizdeki belli başlı üniversitelerimizin sosyoloji bölümlerinin web sitelerine baktım. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu siteler, sundukları içerik açısından içler acısı bir durumdalar.

Sadece bir üniversitemizin sosyoloji bölümü, örneğin, yapılmış olan yüksek lisans tezlerinin isimlerini web sayfalarına koymayı akıl etmiş (o da 2004 yılına dek geliyor). Pek çoğunda ise ne verilen derslerin ismi ne de içeriği konusunda bilgi var. Bazı sitelerde ise üniversitenin genel şablonu gereği olacak, sayfalarda başlıklar var ancak başlıkların altında bir cümlelik bir açıklama bile yok.

Örneğin Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü şu alanlara odaklandığını açıkça belirtmiş (pek çoğunda bu bilgi bile yok): Kadın çalışmaları, Günlük Yaşam Sosyolojisi, Din, Yöntem, Toplumsal Tabakalaşma, Endüstri İlişkileri, Göç, Toplumsal Cinsiyet, İnsan Ekolojisi, Kent Çalışmaları, Köy Sosyolojisi, Toplumsal Teori, Toplumsal Değişim, Kültür, Kitle İletişimi, Bilgi Kuramı, Popüler Kültür, Yoksulluk. Ne yazık ki internet ya da dijitalleşme konusunda bir odaklanma yok!

Ya da Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan yüksek lisans tezleri içinde Dansın Sultanları, Fadime Şahin, Kalan Müzik, Metin Kaçan gibi ilginç konular var ama dijital kültür yok!

Hacettepe Üniversitesi de içeriği zengin olanlardan. Sosyoloji Bölümü’nün ilgi alanları burada da var – ama sanal dünya Hacettepe’de de ıskalanmış gibi : Aile, çevre, etnik ve azınlık gruplar, fiziksel ve zihinsel özürlülük ve özürlüler, gençlik, göç, iletişim ve medya, kadın, ev ve çalışma hayatı, kırsal-tarımsal değişme ve köylülük, kültür, kültürel gruplar ve kimlik, sosyal bilimlerde yöntem sorunları, sağlık ve hastalık, sanat, sosyo-kültürel değişme, toplumsal kontrol, suç ve sapma, toplumsal tabakalaşma ve hareketlilik, toplumsal yapı ve toplumsal dönüşümler, trafik sosyolojisi, toplam kalite yönetimi ve yaşam kalitesi, yaşlılık ve yaşlılar.

Olumlu olabilecek iki örnek buldum. Birincisi Ege Üniversitesi’nden. Sosyoloji ikinci sınıf müfredatında seçmeli olarak “Siber Uzayda Sosyal İlişkiler” isimli bir ders var. Web sitesinde dersle ilgili detaylı bilgiler mevcut. Oldukça zengin bir içeriğe sahip görünüyor bu ders. İkinci örnek ise Bilgi Üniversitesi’nden. Doğrudan sosyoloji bölümü ile ilgili değil ancak tüm üniversite geneline açık olan seçmeli ders listesinde şu iki dersi tespit ettim: “Network Kültürü, Ekonomisi ve Bilgi”, “Sosyal Medya”. Derslere ilgi var mı, her dönem açılıyor mu bilmiyorum.

Bilgi üretim merkezlerimiz bu konuda teklerse boşluğu fikir üretim merkezlerinin zırvaları doldurur. Hazır YÖK Başkanı da sosyoloji formasyonundan geldiğine göre umalım da üniversitelerimiz yakın gelecekte bu konuya karşı daha duyarlı yaklaşsın; bilgi üretsin!


Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1239) - Ooof Off Line Köşesi - 17 12 2010

1 yorum:

Fatih Sungurtekin dedi ki...

Hocam blog sayfanızdan bizleri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Konu sosyoluoji bölümleri ile ilgili ama ben güzel sanatlar mezunu olarak, üniversitelerin olgun bilgiyi toparlamada ve paylaşmada yetersiz olduğu aşikar bir durum. Dijital kültür olarak;yabancı sitelerde bir kavramla ilgili araştırma yapmak istediğinizde google ilk sayfalarında kavramın özüyle ilgili konular gelmekte iken bizde malesef popüler kültür gelmekte veya mecazi konular yeralmaktadır. Hatta üniversitelerin sayfalarını bulamazsınız bile. Üniversitelerde yapılan konferansların, toplantıların, tezlerin sosyal ağda iyi bir paylaşım yapılamadığıda ortadadır. Bu iyi Üniversitelerin bilişim ile ilgili yetersiz kaldığını, yetersiz Üniversitelerinde bilgisizliğin üstünün kapatıldığını göstermektedir... saygılarımla.