Çarşamba, Eylül 07, 2005

ÖZGÜR INTERNET GERÇEK REYTİNG


Bir buçuk yıl ara ile iki FCC başkanının geniş bant internet erişimiyle ilgili açıkladıkları politika yaklaşımı devlet kurumlarının ABD gibi ülkelerde bile internete bakış açılarının ne kadar farklılık gösteriyor olması açısından oldukça önemli.

FCC, Federal Communications Comission (Federal Haberleşme Komisyonu), 1934’te ABD’de çıkmış bir yasa ile kurulmuş ve doğrudan ABD kongresine bağlı. Görevi de her türlü haberleşmeyi (tv, radyo, uydu, kablo, telsiz) regüle etmek, düzenlemek.

2004 Şubat ayında o zamanki başkan Michael Powell, geniş bant internet erişiminin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte dört temel özgürlüğün altını çiziyordu:

1. İçeriğe erişme özgürlüğü
2. Yazılım uygulamalarını kullanma özgürlüğü
3. Kişisel cihazları internete bağlayabilme özgürlüğü
4. Geniş bant hizmet türleri hakkında bilgi edinme özgürlüğü


Ağustos 2005’te ise başkan Kevin J. Martin liderliğindeki komite politika yaklaşımı olarak bu sınırsız görünen özgürlüğü şöyle sınırlamakta:

1. Tüketicilerin yasadışı olmadığı sürece dilediği internet içeriğine erişim hakkı vardır
2. Kanuni bir kısıt olmadığı sürece, tüketicilerin diledikleri yazılım uygulamalarını çalıştırma hakkı vardır
3. İletişim ağına zarar vermediği sürece tüketicilerin dilediği yasal cihazı internete bağlama hakkı vardır
4. Tüketicilerin altyapı sağlayıcıları, uygulama ve internet firmaları, içerik geliştiren firmaları arasında rekabete göre hizmet alma hakkı vardır


Ilk bakışta iki liste arasında pek bir fark yokmuş gibi görünüyor. Ancak tmeel olarak bir yanda hak sahibi olmak varken diğer yanda “tüketici” durumuna indirgenmişlik söz konusu. Bir yanda internete erişen bireyler, demokrasi müessesesinin hem varlık nedeni hem de riayet edeni olarak özgürlüklere sahipken, diğer yanda demokrasiyi kendi denetimi altına almışlığın ses tonu, bireyleri demokrasinin tüketicisi haline getirmekte.

MÜKEMMEL REYTİNG ÖLÇÜMÜ

Bu tartışmanın ülkemizle ve ülkemizdeki sınırlı internet kullanıcılarıyla ne ilgisi var diye düşünülebilir. Bu aslında geriden gelmeyi bir avantaj haline getirebilme ve önden gidenlerin deneyimlerinden ders alma arzusu.

ABD son birkaç yıldır ivmelenme gösteren geniş bant internet erişimi olgusuna nasıl yaklaşıyor? Ülkemizde de Telekom’un atağı ile ADSL altyapısı sayesinde geniş bant internet erişimi evlerimize de girmeye başladı. Daha önce kablo TV altyapısı vesilesiyle küçük orta boy işletmelerin kullandığı genişbant altyapısı artık bireysel kullanıcıların da vazgeçilmez tercihi haline geliyor.

Genişbant sayesinde internet evlerde çok daha kabul gören bir araç haline gelecek. Ekranın başında dakikalarca beklemek sona erdiğinde, bilgisayar ile televizyon arasındaki engeller teker teker ortadan kalktıkça, televizyon dünyasında da çok ciddi dönüşümler olacak.

En tipik örneği “reyting” konusudur. Bugün tüm ülkede televizyon izleme konusundaki istatistikler birkaç yüz tane haneye konmuş olan cihazlara göre tespit ediliyor. Yani çok küçük miktardaki bir örnek çok büyük bir çap için (tüm ülke) namzet teşkil ediyor.

Oysa yarın televizyon yayınlarını izlediğimiz cihaz, bilgisayar düzeyinde “zekaya” sahip olduğundan, yayını izleyen tüm cihazlar o sırada ne izlenmekte olduğu bilgisini yetkili bir merkeze gönderebilir. Böylece birkaç yüz kişi ile değil, tüm ülkenin tamamına yakınından alınacak reel verilere dikkate alınarak reyting ölçümleri yapılabilir hale gelir.

Tabii iliklerimize dek işlemiş olan güvensizlik duygusu burada da (özellikle çıkacak sonuçları beğenmeyenler için) devreye girecek ve “hackerların araya girip verileri değiştirmediği ne malum” yaygarasını koparacaklardır.

Internete erişebiliyor olmak başlı başına bir yenilikken, modem ile bağlanmak yerine hızlı hatlar üzerinden ucuza internete erişmek, konuya yepyeni bir boyut getirmekte.

O nedenle son on yılı interneti ıskalamış olarak geçirenlere müjde! ADSL, kablo tv gibi hızlı internet erişim altyapısı sayesinde aradaki farkı kapatabilir ve bilmemenin verdiği nedensiz (ama kendinizi bile rahatsız eden) eleştirel yaklaşımınızdan da kurtulabilirsiniz.

Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki'nde yayınlanmıştır (03 09 2005)

Hiç yorum yok: