Skype denilen bir şirketin, internetin ilk dalgasında Amazon.com ile birlikte öne çıkan global müzayede firması ebay.com tarafından 2,6 milyar dolara satın alınmasıyla birlikte internet erişimi üzerinden telefon görüşmesi yapma konusu yeniden gündeme oturdu; ünlü economist dergisine kapak bile oldu.
Skype, daha önce bedavaya mp3 indirmeye yarayan KazaA yazılımı nedeniyle başı derde giren ikili (Niklas Zennstrom, Kanus Friis) tarafından geliştirildi. Bugün 54 milyon kullanıcısı var ve bu figüre her gün 150 bin kişi katılıyor.
Skype yazılımını mikrofonu, hoperlorü ve internet erişimi olan bir bilgisayara yüklediğinizde, isterseniz yan komşunuzu isterseniz Borges’in Arjantin’deki akrabalarını arayın fark etmez – ne Skype’a ne de başka bir yere bir telefon parası ödemeniz gerekmiyor. Yeter ki aradığınız kişide de Skype kurulu olsun ve o sırada bilgisayarının başında sizden “telefon bekliyor” olsun.
Evet sanırım aklınıza ilk gelen şey; telekom firmalarının topu dikeceği… Ancak biraz daha detaylı düşününce sonucun pek de böyle olması gerekmediği görülecektir. Ama bir şeyin altını çizmekte fayda var : Skype gibi internet üzerinden ses iletişimi sağlayan imkanlar; bugünün telekom firmalarının uyguladığı telefon konuşma ücret mekanizmasını derinden etkileyecek.
Bugün bilindiği üzere telefon görüşme ücretleri uzaklığa ve konuşulan süreye göre ücretlendiriliyor. Internet üzerinden yapılan görüşmelerde ise bu iki kriterin ikisi de önemli değil. Dilediğiniz kadar konuşun ya da bir alo deyin. Mahalle bakkalınızla konuşun ya da binlerce kilometre uzaktaki bir yakınınızla konuşun. Ücret yok! Sadece telefonun ucundaki her iki kişi de internete erişebiliyor olsun. Internet erişim parasını ödüyor olsun.
Elbette ki bu modelin mevcut telekom modelini alt etmesi birkaç yıl içinde hallolabilecek bir şey değil. Ama geri sayım başladı. Nasıl ki bugün, şehirlerarası konuşmak için “telefon yazdırma” kavramını “neydi o günler” diye anıyorsak; belki de onbeş yirmi yıl sonra, telefon görüşmeleri yapmak için özel hatlar ve özel cihazlar kullanılırdı diye düşünerek “neydi o günler” diyeceğiz.
İş sadece bununla da bitmiyor. ADSL gibi geniş bant internet erişimi yaygınlaştıkça bu altyapı üzerinden sadece ses trafiği değil, televizyon yayını gibi ses+görüntü trafiği de iletmek mümkün olacak. Bir başka deyişle evlerimize yeni girecek olan “kombo” cihazlar bugün telefon, bilgisayar ve televizyon olarak adlandırılan cihazların üçünün birden yerini alacak.
1996 yılında ABD’de katılmış olduğum bir konferansta, geleceğe yön veren beş önemli teknolojik gelişmenin ne olacağı anlatılırken, bu “üçü bir yerde” cihazlar da listede yer alıyordu.
Peki telekomlara ne olacak? Ölecekler mi? Elbette ki hayır. Bugün yine de telekomlar altyapısını internet üzerinden ses iletmeye dönüştürmede en avantajlı konumda olan firmalar. Yeter ki geleceğin orada olduğunu görsünler ve bir yandan bu yeni kavramı pek de destekler görünmeseler de diğer yanda bazı dünya devlerinin yaptığı gibi perde arkasından altyapılarını bu teknoloji ile uyumlu hale getirmek üzere gerekli olan yatırımları yapmaya başlasınlar.
Çin Telekom gibi firmalar Skype türü imkanların erişimini ülke içinde engellemeye çalışırken, örneğin British Telecom altyapısını internet tabanlı hale dönüştürmek üzere gerekli olan çalışmalara başladı bile.
Peki telekomlar ve GSM operatörleri nereden para kazanacak? Cevap basit! Katma değerli yeni icat edecekleri servislerden. Örneğin sesli mesajların epostalara entegre edilmesi gibi. Ayrıca ilk bakışta topun ucunda hatlı altyapıya sahip telekom operatörleri görünse de internet teknolojisinin asıl etkileyeceği telekom şirketleri mobil iletişim, GSM operatörleridir. Çünkü pratikte GSM operatörlerinin taşıdığı ses trafiği hala en yoğun (ve en değerli) trafik. Bu trafiğin yerini başka bir alternatifin alması; bu şirketlere ciddi gelir kaybı anlamına gelebilir.
Sonuçta tüm bu gelişmeler; tüketicilerin yararına sonuç verecek. Yeryüzü kültürü öteki pek çok cephede bireylerin yüzyüze iletişim kurmaktan kaçınmasına neden olurken; bunun alternatifleri giderek daha ucuz, kolay ve pratik hale gelecek. Bu bir tesadüf mü?
Skype, daha önce bedavaya mp3 indirmeye yarayan KazaA yazılımı nedeniyle başı derde giren ikili (Niklas Zennstrom, Kanus Friis) tarafından geliştirildi. Bugün 54 milyon kullanıcısı var ve bu figüre her gün 150 bin kişi katılıyor.
Skype yazılımını mikrofonu, hoperlorü ve internet erişimi olan bir bilgisayara yüklediğinizde, isterseniz yan komşunuzu isterseniz Borges’in Arjantin’deki akrabalarını arayın fark etmez – ne Skype’a ne de başka bir yere bir telefon parası ödemeniz gerekmiyor. Yeter ki aradığınız kişide de Skype kurulu olsun ve o sırada bilgisayarının başında sizden “telefon bekliyor” olsun.
Evet sanırım aklınıza ilk gelen şey; telekom firmalarının topu dikeceği… Ancak biraz daha detaylı düşününce sonucun pek de böyle olması gerekmediği görülecektir. Ama bir şeyin altını çizmekte fayda var : Skype gibi internet üzerinden ses iletişimi sağlayan imkanlar; bugünün telekom firmalarının uyguladığı telefon konuşma ücret mekanizmasını derinden etkileyecek.
Bugün bilindiği üzere telefon görüşme ücretleri uzaklığa ve konuşulan süreye göre ücretlendiriliyor. Internet üzerinden yapılan görüşmelerde ise bu iki kriterin ikisi de önemli değil. Dilediğiniz kadar konuşun ya da bir alo deyin. Mahalle bakkalınızla konuşun ya da binlerce kilometre uzaktaki bir yakınınızla konuşun. Ücret yok! Sadece telefonun ucundaki her iki kişi de internete erişebiliyor olsun. Internet erişim parasını ödüyor olsun.
Elbette ki bu modelin mevcut telekom modelini alt etmesi birkaç yıl içinde hallolabilecek bir şey değil. Ama geri sayım başladı. Nasıl ki bugün, şehirlerarası konuşmak için “telefon yazdırma” kavramını “neydi o günler” diye anıyorsak; belki de onbeş yirmi yıl sonra, telefon görüşmeleri yapmak için özel hatlar ve özel cihazlar kullanılırdı diye düşünerek “neydi o günler” diyeceğiz.
İş sadece bununla da bitmiyor. ADSL gibi geniş bant internet erişimi yaygınlaştıkça bu altyapı üzerinden sadece ses trafiği değil, televizyon yayını gibi ses+görüntü trafiği de iletmek mümkün olacak. Bir başka deyişle evlerimize yeni girecek olan “kombo” cihazlar bugün telefon, bilgisayar ve televizyon olarak adlandırılan cihazların üçünün birden yerini alacak.
1996 yılında ABD’de katılmış olduğum bir konferansta, geleceğe yön veren beş önemli teknolojik gelişmenin ne olacağı anlatılırken, bu “üçü bir yerde” cihazlar da listede yer alıyordu.
Peki telekomlara ne olacak? Ölecekler mi? Elbette ki hayır. Bugün yine de telekomlar altyapısını internet üzerinden ses iletmeye dönüştürmede en avantajlı konumda olan firmalar. Yeter ki geleceğin orada olduğunu görsünler ve bir yandan bu yeni kavramı pek de destekler görünmeseler de diğer yanda bazı dünya devlerinin yaptığı gibi perde arkasından altyapılarını bu teknoloji ile uyumlu hale getirmek üzere gerekli olan yatırımları yapmaya başlasınlar.
Çin Telekom gibi firmalar Skype türü imkanların erişimini ülke içinde engellemeye çalışırken, örneğin British Telecom altyapısını internet tabanlı hale dönüştürmek üzere gerekli olan çalışmalara başladı bile.
Peki telekomlar ve GSM operatörleri nereden para kazanacak? Cevap basit! Katma değerli yeni icat edecekleri servislerden. Örneğin sesli mesajların epostalara entegre edilmesi gibi. Ayrıca ilk bakışta topun ucunda hatlı altyapıya sahip telekom operatörleri görünse de internet teknolojisinin asıl etkileyeceği telekom şirketleri mobil iletişim, GSM operatörleridir. Çünkü pratikte GSM operatörlerinin taşıdığı ses trafiği hala en yoğun (ve en değerli) trafik. Bu trafiğin yerini başka bir alternatifin alması; bu şirketlere ciddi gelir kaybı anlamına gelebilir.
Sonuçta tüm bu gelişmeler; tüketicilerin yararına sonuç verecek. Yeryüzü kültürü öteki pek çok cephede bireylerin yüzyüze iletişim kurmaktan kaçınmasına neden olurken; bunun alternatifleri giderek daha ucuz, kolay ve pratik hale gelecek. Bu bir tesadüf mü?
Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki'nde yayınlanmıştır (15 10 2005)
1 yorum:
Telefon görüşmesi için para ödemek mi? O da ne? Bu 20.yüzyıla ait bir kavram değil mi?
Yorum Gönder