Çarşamba, Şubat 18, 2009

MÜZİK DÜKKANLARINININ ATMOSFERİ


Acaba ilk radikal müzik dükkanını kim açacak? Öyle bir dükkan ki içinde fiziksel olarak hiçbir müzik cd’si ya da film dvd’si bulunmuyor...


Avrupa’da yaşamın canlılığının sokaklara taşması ne kadar doğalsa bilim kurgu yazınının önde gelen isimlerinden olan Ray Bradbury’nin Son Yaya adlı öyküsünde de belirttiği üzere ABD’de sokakların insansızlaşması o kadar doğal. (Biz bunu Hollywood komedilerinde yandaki komşuya bile araba ile gidilmesinden biliyoruz).

Yaşamın dijitalleşmesi sağolsun son yayaya son müşteriyi de ekleyecek. Dükkanlara girip alışveriş yapan son müşteri. Perakendecilik giderek artan bir şekilde internete taşınıyor çünkü.

İlk şoku birkaç ay önce gittiğim Londra’da yaşadım. Marble Arch – Tottenham Court Road – Picadilly Circus üçgenindeki müzik dükkanlarını ya kapanmış ya da isim değiştirmiş olarak buldum (kalanların hepsinin adı Zavvi olmuş). Açık olanlardan içeri girdim, içinde biraz gezindim ancak ne bir şey arama motivasyonum vardı ne de dükkanların beni bir şey almaya motive edecek bir yanları.

Yeni bir müzik CD’si ya da DVD filmi mi? Neden rafların arasında bocalayıp durayım ki; internette yapacağım kısa bir araştırma dilediğim müzik albümünü ya da filmi indirmem için yeterli.

Peki yeni bir kitap? Evet kitapların internet üzerinden dijital olarak sunulması süreci biraz daha yavaş ilerliyor. Bunun bir nedeni de bir kitabın dijitalleştirilmesi sürecinin bir müzik albümünün ya da filmin dijitalleştirilmesi kadar kolay olmaması. Basitçe tüm sayfaların taranması gerekir (eğer editörden ya da başka bir kaynaktan kitabın dijital hali hazır olarak elde edilmemişse).

Gerçi Çin ve Rus kaynaklı web siteleri kitap işine de el atmış durumda ancak emeğe değmiş olması için daha ziyade popüler kitaplar dijitalleştirilmekte. Öte yandan Amazon.com gibi siteler yakın gelecekte kitap olgusunun dijitalleşmesini de tam manasıyla sağlayacak gibiler. Daha şimdiden bazı yayınevlerini baskı altında tutmaya başladılar bile.

Peki ABD’de durum nasıl? New York’taki en büyük iki müzik dükkanı olan Virgin Megastore’lar da markasını ve lokasyonlarını koruyor (Time Square ve Union Square’de). Ancak içleri yine bomboş. Girişte artık sizi devasa indirim reyonları karşılamıyor. Aranılan CD’lerin ancak belli bir kısmı raflarda. Evet veritabanında daha geniş bir kolleksiyon sunulmakta ancak dükkanda olmayan bir CD’nin getirilmesi birkaç iş gününü alacağından benim gibi sınırlı zamanı olanlar için bir işe yaramıyor.

Eskinin plak dükkanları olan bu zincirler yeni açılımlar yaparak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Örneğin oyun konsolları ve oyun CD’leri gibi, iPod gibi dijital müzik-çalarlar ve onlarla ilgili aksesuarlar gibi. Oysa görünen o ki hiçbiri müzik albümleri satışının yerini tutamayacak.

Acaba ilk radikal müzik dükkanını kim açacak? Gördüğüm kadarıyla henüz dünya üzerinde böyle bir dükkan açılmadı. En azından bu denli popüler olacak şekilde. Öyle bir dükkan ki içinde fiziksel olarak hiçbir müzik cd’si ya da film dvd’si bulunmuyor...

Müşteriler dijital cihazlarıyla “olay yerine” geliyorlar ve dükkanın bilgisayarlarından yaptıkları araştırmalar sonucunda almak istedikleri müzik albümünü, filmi ya da oyunu buluyorlar. Buldukları ürünü kredi kartı ya da nakit vererek (önlerindeki bilgisayar her iki ödeme türünü de kabul ediyor) satın alıyorlar ve satın aldıkları dijital nesne müşterinin yanında getirdiği dijital cihazı dükkanın bilgisayarına bağlamak kaydıyla müşterinin cihazına dijital olarak indiriliyor.

Diyeceksiniz ki bunun internetten satın almadan ne farkı var? Alınan hizmet açısından bir fark yok. Bugün iTunes gibi web sitelerine gidip benzer bir satın alma işini evinizdeki bilgisayar vasıtasıyla da yapabilirsiniz.

Oysa fark müzik dükkanlarının yaratmış olduğu o atmosferde. Müzik dükkanları henüz o atmosferin katma değerli bir hizmet olduğunun farkında değil. Internette bir dolara satılan bir şarkıyı aynı ücrete böyle bir atmosferde satın almayı hangi müziksever istemez?

Perakendecilerin son kalesi de müzik dükkanlarında yaratmış oldukları bu atmosfer. Bunu kaybetmeleri konusunda kendi ileri görüşsüzlükleri dışında onları zorlayacak bir rakip yok. Gördüğüm kadarıyla onlar da bu vizyonsuzluğun kurbanı olacak. Time Square’deki Virgin dükkanını, örneğin, bir kaç ay sonra kapatma kararı almışlar.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 06 02 2009

Hiç yorum yok: