Anımsanacağı üzere Cumhuriyet Bilim Teknik’te daha önce birkaç kez 100 dolara laptop projesini gündeme getirmiş ve bunun sonucunda da olumlu gelişmeler gözlemiştik. Milli Eğitim Bakanlığı, sembolik adetlerde de olsa, bu konuya yatırım yapacağını açıklamıştı.
Bu arada geçtiğimiz aylarda ülkemizi de ziyaret eden Bill Gates bir yandan 100 dolara laptop projesinde odakta olan cihazı bir bilgisayar olmaktan ziyade bir oyuncağa daha yakın bulduğunu belirtti. Ancak bunun yanısıra Microsoft’un da bu konuda muadil projeleri olduğunu belirtmeden de edememişti.
Şimdi zincire yeni bir halka daha ekleniyor. Görünen o ki Intel firması da ucuza laptop trenine biniyor. Şimdilik 400 dolar düzeyinde bir ücrete laptop tasarlayacağını açıkladı firma.
Dünya İleriye projesi çerçevesinde üretilen İleriye Sıçra sloganı çerçevesinde firma dünyada bir milyar dolarlık bir yatırımla gelişmekte olan ülkeleri bilgisayarlaştırma sürecine katkıda bulunmayı stratejik olarak benimsemiş durumda.
Bu tür alternatiflerin ortaya çıkması oldukça faydalı. Sonuçta 100 dolara satılacak laptoplar herkesin bilgisayar gereksinimi karşılayacak düzeyde olmak zorunda değil (Konuyu ilk ortaya atan MIT Media Labs.’tan Prof. Nicholas Negreponte’nin çıkış noktası ilköğretim çağındaki öğrencilerdi). Ancak bu vesile ile görüyoruz ki kapsam alanı ilköğretim çağındaki öğrencilerden yavaş yavaş çıkmakta ve tüm taşınabilir bilgisayar kullanım gereksinimi duyan kişilere doğru yayılmakta.
Bu çerçevede öncelikli olarak hareket halindeki kullanıcılar bu tür cihazlardan istifade edeceklerdir. Hareket halinde olmanın temelde iki nedeni olabilir: İşi gereği hareket halinde olmak, ya da hareket halinde olma gereksinimi içinde olunduğu için hareket halinde olmak.
İlk grubu adreslendirmek kolay. Zaten bugün laptop kullanıcılarının çoğunluğu da bu gruba girmekte. Ancak göz ardı edilmemesi gereken ikinci grup da var. Bu gruba girebileceklerden bir profil örneğin lise/üniversite öğrencileri olabilir.
İlk bakışta bu gençlerin laptop gibi yanlarından ayıramayacakları bir bilgisayara o denli gereksinimleri olduğu söylemek mantıklı gelmeyebilir.
Ancak gerek yaşları gerekse de hayat karşısındaki duruşları itibariyle aslında delifişek ve sürekli hareket halinde olan bu kullanıcıların birer laptop sahibi olabilmeleri en az işsel sebeplerden dolayı yanlarında laptop taşıyanlar kadar gerekli ve zorunludur.
Zaten bu sebepten olacak bizim ülkemiz de dahil pek çok ülkede kimi üniversiteler öğrencilerine ücretsiz laptop vermekte ve kampüs içinde kablosuz internet erişimi sunmakta.
400 dolar ya da altında ücretlerle piyasada bulunabilecek laptop bilgisayarlar bu profili oluşturan kullanıcılar için bulunmaz bir fırsat olacaktır. Ayrıca unutulmaması gerekir ki dijital kültürün en yoğun yaşandığı yaş grubu da istisnasız tüm ülkelerde bu gençlerin oluşturduğu gruptur.
ODTÜ Ankara Kampüsü içinde açılmış olan Teknoloji Müzesi, pek çok şeyin yanısıra şahsen bizim 20 yıl önce bilgisayar laboratuvarında kullandığımız IBM PC jr, XT, AT serisi, kişisel bilgisayarların ilk modellerini de sergilemekte.
Matrix filmlerinden anımsanacak siyah ekran, yeşil harfler modelinde olan ekranlara sahip bu bilgisayarların belleği 64 Kilobyte (şu anki tipik bir laptop’un bellek kapasitesi, bunun üç bin katıdır) idi. İşlemcisi ise birinci kuşak olarak addelirse, bugünkü bilgisayarlarda sekizinci kuşak işlemciler kullanılmakta.
20 sene önce iki bilgisayar arasında iletişim kurabilmek bile bir dertti ve bilimsel amaçlar için yapılabilirdi. Bırakın chat imkanını eposta bile yoktu. Ancak o zaman da gençlerin dinamik bir hayatı vardı, o zaman da sürekli iletişim içinde olmak istiyorlardı.
Gençliğin bu gereksinimleri hep var olacak; böyle oldukça da onların hayatını daha da hızlandırmaya yarayan teknolojiler her daim revaçta olmaya devam edecek.
Bu arada geçtiğimiz aylarda ülkemizi de ziyaret eden Bill Gates bir yandan 100 dolara laptop projesinde odakta olan cihazı bir bilgisayar olmaktan ziyade bir oyuncağa daha yakın bulduğunu belirtti. Ancak bunun yanısıra Microsoft’un da bu konuda muadil projeleri olduğunu belirtmeden de edememişti.
Şimdi zincire yeni bir halka daha ekleniyor. Görünen o ki Intel firması da ucuza laptop trenine biniyor. Şimdilik 400 dolar düzeyinde bir ücrete laptop tasarlayacağını açıkladı firma.
Dünya İleriye projesi çerçevesinde üretilen İleriye Sıçra sloganı çerçevesinde firma dünyada bir milyar dolarlık bir yatırımla gelişmekte olan ülkeleri bilgisayarlaştırma sürecine katkıda bulunmayı stratejik olarak benimsemiş durumda.
Bu tür alternatiflerin ortaya çıkması oldukça faydalı. Sonuçta 100 dolara satılacak laptoplar herkesin bilgisayar gereksinimi karşılayacak düzeyde olmak zorunda değil (Konuyu ilk ortaya atan MIT Media Labs.’tan Prof. Nicholas Negreponte’nin çıkış noktası ilköğretim çağındaki öğrencilerdi). Ancak bu vesile ile görüyoruz ki kapsam alanı ilköğretim çağındaki öğrencilerden yavaş yavaş çıkmakta ve tüm taşınabilir bilgisayar kullanım gereksinimi duyan kişilere doğru yayılmakta.
Bu çerçevede öncelikli olarak hareket halindeki kullanıcılar bu tür cihazlardan istifade edeceklerdir. Hareket halinde olmanın temelde iki nedeni olabilir: İşi gereği hareket halinde olmak, ya da hareket halinde olma gereksinimi içinde olunduğu için hareket halinde olmak.
İlk grubu adreslendirmek kolay. Zaten bugün laptop kullanıcılarının çoğunluğu da bu gruba girmekte. Ancak göz ardı edilmemesi gereken ikinci grup da var. Bu gruba girebileceklerden bir profil örneğin lise/üniversite öğrencileri olabilir.
İlk bakışta bu gençlerin laptop gibi yanlarından ayıramayacakları bir bilgisayara o denli gereksinimleri olduğu söylemek mantıklı gelmeyebilir.
Ancak gerek yaşları gerekse de hayat karşısındaki duruşları itibariyle aslında delifişek ve sürekli hareket halinde olan bu kullanıcıların birer laptop sahibi olabilmeleri en az işsel sebeplerden dolayı yanlarında laptop taşıyanlar kadar gerekli ve zorunludur.
Zaten bu sebepten olacak bizim ülkemiz de dahil pek çok ülkede kimi üniversiteler öğrencilerine ücretsiz laptop vermekte ve kampüs içinde kablosuz internet erişimi sunmakta.
400 dolar ya da altında ücretlerle piyasada bulunabilecek laptop bilgisayarlar bu profili oluşturan kullanıcılar için bulunmaz bir fırsat olacaktır. Ayrıca unutulmaması gerekir ki dijital kültürün en yoğun yaşandığı yaş grubu da istisnasız tüm ülkelerde bu gençlerin oluşturduğu gruptur.
ODTÜ Ankara Kampüsü içinde açılmış olan Teknoloji Müzesi, pek çok şeyin yanısıra şahsen bizim 20 yıl önce bilgisayar laboratuvarında kullandığımız IBM PC jr, XT, AT serisi, kişisel bilgisayarların ilk modellerini de sergilemekte.
Matrix filmlerinden anımsanacak siyah ekran, yeşil harfler modelinde olan ekranlara sahip bu bilgisayarların belleği 64 Kilobyte (şu anki tipik bir laptop’un bellek kapasitesi, bunun üç bin katıdır) idi. İşlemcisi ise birinci kuşak olarak addelirse, bugünkü bilgisayarlarda sekizinci kuşak işlemciler kullanılmakta.
20 sene önce iki bilgisayar arasında iletişim kurabilmek bile bir dertti ve bilimsel amaçlar için yapılabilirdi. Bırakın chat imkanını eposta bile yoktu. Ancak o zaman da gençlerin dinamik bir hayatı vardı, o zaman da sürekli iletişim içinde olmak istiyorlardı.
Gençliğin bu gereksinimleri hep var olacak; böyle oldukça da onların hayatını daha da hızlandırmaya yarayan teknolojiler her daim revaçta olmaya devam edecek.
Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki'nde yayınlanmıştır (13 05 2006)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder