Pazartesi, Haziran 22, 2009

DİJİTAL VATANDAŞLIK


Yetişmekte olan ve bilgisayarsız, internetsiz, cep telefonsuz bir dünyayı bilmeyen kuşakların öncelikle ayırdına varmaları gereken husus teknolojinin bir hak olmaktan ziyade bir ayrıcalık olduğudur.


Diyelim ki bir sinema ya da tiyatro gösterimindesiniz ve herkes konsantre olmuş bir şekilde performansı izlerken bir cep telefonu sesi duyuluyor. Hem de öyle bir ses ki sanırsınız elli metrelik bir alandaki herkesin o sesi duyması bir zorunluluk da ona uygun bir melodi ve ton seçilmiş.

Ya da diyelim ki çocuğunuz akşam okuldan bir kağıt getiriyor. Okul yönetimi bundan böyle velilerle iletişimi, öğrencilere dağıtılacak kağıtlar aracılığıyla yapmak yerine internet üzerinden okulun web sitesi ve eposta ile yapılacağını duyuruyor. İyi güzel de sizin evinizde ne bilgisayar var ne de internet erişim imkanınız. Ne yapacaksınız?

Kansas State Üniversitesi’nden Mike Ribble ve Dr. Gerald Bailey’in 2004 yılında ortaya attıkları bir olgu dijital vatandaşlık. Temel olarak teknoloji kullanımı ile ilgili davranış normları ve bunların geliştirilmesi olarak tanımlanıyor dijital vatandaşlık.

Vatandaşlık olgusundan dijital vatandaşlığa geçişte eğitim açısından pratikte radikal bir değişiklik söz konusu. Vatandaşlık bilgileri toplumda büyükten küçüğe doğru aktarılmakta ve bu nedenle de eğitim sürecinde pek bir sorunla karşılaşılmamakta. Yetişkinler yeni gelişmekte olan kuşaklara içinde yaşadıkları toplumu, kültürü doğrudan ya da dolaylı olarak öğretegelmekte.

Ancak iş dijital vatandaşlığa geldiğinde, bir başka deyişle teknolojinin gündelik kullanımında dikkat edilmesi gereken hususlar söz konusu olduğunda böyle bir süreçten bahsetmek pek olası değil. Bir “eğitim” sürecinden bahsedilecekse “vatandaşlık” olgusunda görülen modelin tam tersi olarak yeni yetişmekte olan genç kuşaklar dijital vatandaşlığı yetişkinlere (ebeveynlere, öğretmenlere) öğretmekte.

Peki bu yeni yetişmekte olan genç kuşaklar dijital yaşamın kurallarını, dijital vatandaşlığı nereden nasıl öğrenecekler?

Ribble ve Bailey’e göre dijital vatandaşlık süreci dokuz ana başlıkta ele alınabilir. Bunlar: dijital erişim, dijital ticaret, dijital iletişim, digital okuryazarlık, dijital etiket, dijital hukuk, dijital hak ve sorumluluklar, dijital sağlık ve dijital güvenlik.

Yetişmekte olan ve bilgisayarsız, internetsiz, cep telefonsuz bir dünyayı bilmeyen kuşakların öncelikle ayırdına varmaları gereken husus teknolojinin bir hak olmaktan ziyade bir ayrıcalık olduğudur. Bugün onsekiz yaşındaki herkesin teknolojiden istifade etme imkanları birbiri ile aynı değildir.

Bunun bir hak değil de ayrıcalık olduğu ne tür bir fark yaratabilir? Eğer teknoloji kullanımı bir hak olursa her birey bu hakkı dilediği gibi kullanma imkanına da sahip olmaktadır. Böyle bir durumda örneğin kapalı bir mekanda yapılan ve sessizlik gerektiren bir gösteri esnasında çalan telefon karşısında hiç kimse ayıplanamaz; kişi cep telefonu kullanmayı doğal bir hak olarak gördüğünden onunla ne yapacağı ne yapmayacağı konusunda baz alması gereken bir normdan da söz edilemez. (bu bir haktır denip de bununla ilgili yasal zorunlulukları belirleyen bir kanun vb çıkarılırsa o ayrı).

Bugün ne Türkiye’de ne Avrupa’da ne de ABD’de her evde bir bilgisayar yok. Dijital uçurum sadece gelişmekte olan ülkelerin bir sorunu değil; en gelişmiş ülkelerde de aynı sorun var.

Yukarıda belirtilen dokuz maddelik yaklaşım dijital vatandaşlık normlarının toplum içinde yaygın olarak kazandırılması sürecinde bir araç olarak kullanılabilir. Genel geçer yöntemlerden farklı olarak bu normların sadece yetişmekte olan gençlere değil, aynı zamanda bugünün öğretmenlerine, anne babalarına da öğretmek gerekir.

Aksi durumda bugünün yetişmekte olan gençleri birer “kayıp kuşak” üyesi olarak belli bir normu baz almadan, hasbelkader öğrendikleriyle teknoloji kullanımı konusunda (tıpkı şu anda yaşamakta olduğumuz gibi) kendi kendilerine birer bireysel norm geliştirecekler. Daha da kötüsü onu takip eden kuşaklar da benzer şekilde bugünün gençleri olan yarının ebeveynlerine ve öğretmenlerine kulak vermeyerek yarının teknolojilerini öğrenmede yine kendi bildikleri yolda bir sonraki kayıp kuşağı oluşturacak şekilde ilerleyecekler.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 12 06 2009

Hiç yorum yok: