Pazartesi, Haziran 08, 2009

INTERNET Mİ YALANCI, MEDYA MI KAPASİTESİZ !


Internetin ya da onun vasıtasıyla eriştiğimiz popüler sitelerin sunduğu bilgilerin doğruluk düzeyi ya da kalitesinin medyanın bugüne dek sunduğu bilgilerin doğruluk düzeyi ya da kalitesinden daha düşük olduğunu nereden biliyoruz?


Geçtiğimiz aylarda ölen Oscar ödüllü Fransız besteci Maurice Jarre’in ölüm haberi ile birlikte kendisine atfedilen bir tümcenin aslında kendisi tarafından söylenmediğinin ortaya çıkması dünya devi medyayı çok kızdırmış.

Jarre’ın değil de Dublin’de yaşayan bir üniversite öğrencisinin, internetin en özgür ansiklopedisi olan Wikipedia’ya, onun ağzından çıkmışcasına eklemiş olduğu (çakma olduğu anlaşılır anlaşılmaz da siteden silinen) tümce oldukça hoş: “Öldüğümde hala kafamda çalan son bir vals olacak”.

Dünya medyası anlaşılan tümcenin şiirsel tınısının tuzağına düşmüş olacaklar, tüm dünyaya sundukları haber metnine bunu da Jarre’a atfen eklemişler. İş kazası ortaya çıkınca da beyefendilerin kandırılmış olmasının bedeli akın akın internete, Wikipedia’ya vb ödetilmekte. Ülkemizde de hem haber olarak hem de köşe yazılarında konu ele alınıyor. Ortak payda; “Aman internetten edindiğiniz bilgiye dikkat; mümkünse başka kaynaklardan teyid edin”.

Artık düşünme kapasitesini minimumda kullanan çağımızın meşgul insanına bu dolambaçlı tümcelerin verdiği tek ve basit bir mesaj var: “Internet yalancıdır; ona güvenme!”

Oysa bu basit olguyu bile biraz derinlemesine irdelediğimizde asıl sorunun internetle ilgili olmadığını tespit ederiz. Asıl sorun on yıllardır süregeldiği üzere medyanın, medyayı oluşturanların önemli bir kısmının kapasitesizliği; kalitesizliğidir.

Sizin hiç başınıza gelmedi mi? Kendi gözlerinizle şahit olduğunuz bir olayın ertesi gün medyaya yansıtılmış halini incelediğinizde olayın bambaşka bir hale getirilmiş olduğunu görüp de hiç şaşırmadınız mı?

Peki bu tür bir haberin hemen yanında şahsen bilgi sahibi olmadığınız bir konuyla ilgili habere odaklandığınızda aynı kaygıyı taşıdığınız hiç olmadı mı? Hiç şöyle düşünmediniz mi? “Detaylarını bildiğim bir konuyu bu şekilde yanlış ve hatalı sunduklarına göre detaylarını bilmediğim konuların kalite düzeyi de demek ki olsa olsa bu kadar olur”.

Internetin ya da onun vasıtasıyla eriştiğimiz popüler sitelerin sunduğu bilgilerin doğruluk düzeyi ya da kalitesinin medyanın bugüne dek sunduğu bilgilerin doğruluk düzeyi ya da kalitesinden daha düşük olduğunu nereden biliyoruz?

Ne gazeteler ne dergiler ne de radyo ya da TV, internet ve onun üzerinden erişilen bilgi ortamları kadar yapılan hatayı derhal su yüzüne çıkaracak kadar şeffaf ortamlar değil; hiçbir zaman da olmadı.

Tekzip müessesinin nasıl çalıştığını bilen biliyor. En iyi şartlarda tekzip yayınlamaya mahkum bile edilse bir medya kuruluşunun onu yayınlamak yerine para cezasını ödeyip yayınlamamayı tercih edebiliyor. Oysa internette yalancının mumu yatsıya kadar bile yanamıyor.

Hal böyle olunca bugüne dek medyanın kırdığı potlar “kol kırılır yen içinde kalır” mentalitesi çerçevesinde gündeme getirilmiyor; ancak sıra internete geldiğinde her türlü problem medyaya yansıtılarak internetin ne berbat bir bataklık olduğu imajı yaratılmaya çalışılıyor.

Belli ki bu medyanın interneti hala büyük bir düşman, bir gün gelip işini elinden alacak bir canavar olarak görmesinden kaynaklanıyor. 80li yıllarda bilgisayar olgusu ülkemize yeni giriş yaparken herkesin korkusu bir gün bilgisayarların insanların işini ellerinden alacağı yönündeydi. Bugün gelinen nokta nedir? Evet bilgisayar pek çok işin elle yapılmasına son verdi. Ama insan gücüne, ister kol gücü olsun ister beyin gücü, bugün hala gereksinim duyuluyor. Yarın da duyulmaya devam edecek.

Benzer şekilde internet medyayı ne kadar değişmeye dönüşmeye zorlasa da gazetecilik, dergicilik, radyoculuk, televizyonculuk ölmeyecek. Kabuk değiştireceği, bambaşka bir hale geleceği su götürmez bir gerçek ama onu ortadan kaldırmayacak!

Ortadan kaldırmak bir yana bilgi toplumunun bu şeffaflık olgusu sayesinde gölgede kalan kalitesizlikler, kapasitesizlikler de gün ışığına çıkacak. Bu sayede ister muhabir ister köşe yazarı ya da anchorman olsun kamuoyuna bilgi sunan tüm medya personeli “bilgi olgusu”na birey olarak, insan olarak değer vermesi gerektiğini idrak edecek. Mesleğini de ona göre icra etmeye başlayacak.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 22 05 2009

Hiç yorum yok: