Pazartesi, Haziran 08, 2009

WOLFRAM ALPHA GOOGLE’I YENER Mİ?


Google’ın tersine ekranda sayfa sayfa web linkleri listelemiyor. Onun yerine kendisine bir soru sorulmasını bekliyor ve eğer soruyu anlayabilirse direkt onun cevabını ekrana getiriyor.


Internetteki veri, enformasyon hacmi geometrik olarak arttıkça, bunların içinden aranılan bilgileri üretmek her geçen gün giderek daha da zorlaşmakta.

Bugüne kadar dijital kültürün geliştirmiş olduğu en iyi arama imkanlarından olan Google aranılan veri ya da enformasyon ile onu temsil eden kelimeler arasındaki bağı en güçlü kuran imkan olarak büyük sükse yapmış durumda.

Ancak malum bir kelime onu yorumlayan bir zeka olmadığı sürece gerisinde ifade ettiği anlamı içermemektedir. Su dediğimiz zaman canlılar için hayati önem taşıyan sıvıyı mı kastediyoruz yoksa diyelim ki adı Su olan bir kişiyi mi? Dolayısıyla kelimelerin içine dahil edilemeyen bu zeka unsurunu, açıklayıcı ek sözcükler olarak Google’a göndeririz o da bize o kelime grubu seçilerek daha önce yapılmış aramaların istatistiklerini baz alınmış bir sürü internet sayfası linki listeler.

Bizden beklenen beyin fonksiyonlarımızı yeniden devreye sokarak Google’ın bize sunmuş olduğu linklerin birer ikişer satırlık açıklamalarını incelemek ve aradığımızla en çok ilgili olacağını tespit ettiğimiz linke tıklayarak açılacak sayfada aradığımız bilgiyi bulmayı ummaktır.

Ancak birkaç paragrafta anlatılan bu süreç yıllardır arama motorlarının bizi bu yönde etkileşim kurmaya yönlendirmesinden dolayı o kadar standard hale geldi ki karbon tabanlı bir insan olarak asıl etkileşim kurma modelimize yabancılaşmaya başladık. Nedir o? Aradığım bilgiyle ilgili soruyu sorayım, arama motoru da bana cevabını yazsın! Beni uğraştırmasın bir sürü web sayfasında dolaştırarak.

İşte ilk görünüşte bilimsel bir şey olduğu izlemini uyandıran ve mayıs ayı içinde internette hizmete başlayan Wolfram Alpha adı web sitesi bu basit etkileşim haline dönmemizi sağlama sözü veriyor.

Google’ın tersine ekranda sayfa sayfa web linkleri listelemiyor. Onun yerine kendisine bir soru sorulmasını bekliyor ve eğer soruyu anlayabilirse direkt onun cevabını ekrana getiriyor.

Wolfram Alpha sayfasındaki (http://www.wolframalpha.com/) açıklamalara göre bu mekanizmanın gerisinde 10 trilyondan daha çok veri parçası, 50 binin üstünde matematiksel algoritma, özel bir programlama dili ile yazılmış 5 milyon satırlık bir program var.

Wolfram Alpha şu an pek çok sorunuza cevap verebilecek durumda. Ancak şimdilik bu iletişimi sadece İngilizce kurabiliyor. Hatta kendisine “Türkçe konuşabilir misin?” diye sorduğunuzda şu cevabı veriyor: “Başka diller de öğrenmeyi umuyorum ama şimdilik sadece İngilizce konuşabiliyorum”.

Öte yandan Wolfram Alpha’nın estetik bir yönü de var. Ancak uzmanların ya da konuya aşina olanların bildiği sanatsal ya da edebi konularda da çok spesifik cevaplar verebiliyor. Örneğin “olmak ya da olmamak” diye sorduğunuzda cevap olarak “işte bütün mesele” diyor ve altına da parantez içinde William Shakespeare’e göre diye yazmayı ihmal etmiyor.

Bir başka örnek de bilim kurgu dünyasından. Yaşamın anlamı nedir? diye sorduğunuzda bir kaç yıl önce ölen bilim kurgu dünyasının önde gelen yazarlarından Douglas Adams’a atıfta bulunarak, doğru cevabı veriyor : 42 !

Doğal olarak akıllara ilk gelen soru Wolfram Alpha’nın Google’ın pabucunu dama atıp atmayacağı. Siz de Wolfram Alpha ile biraz etkileşime girdiğinizde onun Google’un tam muadili olmadığını kolayca tespit edebilirsiniz. Bunun da başında Google’ın başına geçtiğinizde aradığınız şeyin her zaman net bir soruya net bir cevap olmaması gelmekte.

Diyelim ki bir kolleksiyoncusunuz ve kolleksiyonunuzdaki eksik parçaları internet üzerinden bulabilir miyim diye araştırma yapmak istiyorsunuz. Eğer Google’a yazacağınız kelimeler aradığınız o eksik kolleksiyon parçalarını tam olarak nitelendirebiliyorsa Google size internette onunla ilgili bir web sitesi olup olmadığı bilgisini verecektir (daha doğru bir tabirle içinde o kelimelerin geçtiği sayfaları listeleyecektir).

Wolfram Alpha şu anki haliyle ya net bir cevap arayanların birinci adresi ya da Google’la işin içinden çıkamayanların ikinci adresi olacak gibi.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 29 05 2009

1 yorum:

senbilirsinabla dedi ki...

"Yani" der "abla", "kullanıcı -ille de- akıllı sorular sormak zorunda kalacak... Bu iyi bir şey!"