Pazartesi, Nisan 05, 2010

KİŞİSEL DİJİTAL KÜTÜPHANE

Ülkemiz kütüphaneciliğinde dijitalleşme nasıl bir yer tutuyor sorusu, sanayi devriminde taşeron olarak figüran durumunda bırakılmış ülkemizin sanayi sonrası bilgi toplumunda da benzer bir rolle ödüllendirilmekte olduğundan, sanırım cevap aranması elzem bir soru olarak nitelendirilmediği için kimse suçlanamaz!


Kendi kişisel dijital kütüphanemi nasıl kurabilirim? Son bir kaç gündür bu soruyu kafamda evirip çevirirken, yakın zaman içinde bir kütüphane ya da kütüphanecilik haftası olduğuna dair haber okuduğumu anımsayarak internette araştırma yaptım ve 29 Mart – 04 Nisan haftasının (hem de) 46. Kütüphane Haftası olduğunu öğrendim.

Ancak eğer Ankara’da yaşamıyorsanız bu “hafta” pek size göre değil. Çünkü gördüğüm kadarıyla etkinliklerin hepsi Ankara’da (Milli Kütüphane’de) gerçekleştiriliyor. İstisnai bir durum olarak bu hafta boyunca Türkiye’deki tüm kütüphanelerde “kitap sergileri”nin düzenlenmekte olduğunu da belirteyim.

Türk Kütüphaneciler Derneği’nin web sitesinde haftayla ilgili bir sayfa var. Ancak bu sayfa anladığım kadarıyla web sitesine pek “bulaştırılmak” istenmemiş. Birkaç tane döküman link olarak ilgili sayfaya eklenmiş. Yani haftayla ilgili bilgi mi almak istiyorsun, o halde indir bu dosyaları öğren. Görünen o ki bu haliyle site web 1.0 zamanının ilk üç evresinden birincisi ile ikincisi arasında sıkışıp kalmış. Yani enformasyon olan birinci evre ile etkileşim odaklı ikincisi arasında.

Bu açıdan değerlendirildiğinde kendi içinde bir tür kapalı kutu olma “talihsizliğini” aşamamış olan ülkemiz kütüphanelerinin hali buraya da yansımış durumda ki sanırım aksine bir durum olsaydı anormal olarak karşılanmalıydı.

Ülkemiz kütüphaneciliğinde dijitalleşme nasıl bir yer tutuyor sorusu, sanayi devriminde taşeron olarak figüran durumunda bırakılmış ülkemizin sanayi sonrası bilgi toplumunda da benzer bir rolle ödüllendirilmekte olduğundan, sanırım cevap aranması elzem bir soru olarak nitelendirilmediği için kimse suçlanamaz!

46. hafta ile ilgili programda da, hakkını vermek lazım, Google’dan e-kitap platformlarına kadar dijital kültür okyanusunun kıyılarında dolaşan etkinlikler var. Ancak bu “dijitalleşme” olgusunun vatandaşın gündelik yaşamına nasıl entegre edilebileceği konusunda bir çalışma, vizyon ya da amaç tespit edemedim; varsa benim cahilliğime verin lütfen. Bu haliyle “Bilgi Mabedi” olan kütüphanelerimiz için de (siyasi olmasa da kültürel) bir “açılım” yapılmasında fayda var.

Öyle ki kütüphanelerimizden sadece kütüphane dünyasının “Beyaz Türkleri” istifade etmesin. Mağdur bırakılmış halk kitleleri de kütüphanelere rahatça girebilsinler, diledikleri şekilde istifade edebilsinler.

Kişisel bir dijital kütüphaneye sahip olmayı bir kişi neden isteyebilir? Faydaları nelerdir? Başına “dijital” ibaresi gelen her olgunun derhal prim yaptığı günümüzde dijital kütüphane bir kişinin hayatını nasıl daha kaliteli hale getirebilir? Altı kişinin yılda bir kitap okuduğu ülkemizde bu durum belki de halk kitlelerinin yukarıda belirtilen mağduriyeti ortadan kalksa çok daha ciddi değerlendirilmesi gereken bir olgu olarak yorumlanabilir. Yine de böyle bir gizilgücün varlığı yüzü suyu hürmetine konuyu derinleştirmekte fayda var.

Kitapların dijital versiyonlarına sahip olmanın en temel iki avantajından bahsedilebilir. Birincisi metin üzerinde yapılacak araştırmaların çok daha hızlı yapılabilmesi (örneğin bir kitapta belli bir kavrama değinliyor mu diye kelime bazında arama yapabilmek) ise ikincisi de bu içeriğin lojistik anlamda bir yerden başka bir yere nakledilmesinin getireceği kolaylık. Örneğin tatile giderken yanınıza on tane kitap yüklenmekte zorlanabilirsiniz ama bilgisayarınızın ya da son dönemde ortaya çıkan kitap okuma cihazlarının yüzlerce binlerce kitap alacak saklama kapasiteleri size çok geniş bir okuma imkanı sunar.

Konu derinleşiyor. Anlaşılan bir sonraki yazıda bireysel dijital kütüphane kurmaya nereden başlamalı sorusuna cevap aramak gerekecek.

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1202) - Ooof Off Line Köşesi - 02 04 2010

Hiç yorum yok: