Salı, Temmuz 27, 2010

ERKEK GOOGLE, DİŞİ FACEBOOK

Google ne aradığını bilen bireylerin bu arayışlarına bir çözüm üretmek üzere orada. Adeta erkek müşterilerin alış veriş yapma modeline benziyor. Al ve çık. Facebook gibi sosyal ağ siteleri ise daha ziyade kadın müşterilerin modeline.

Son on beş yılda arama motorları dünyası iki önemli aşamadan geçti. Internetin tüm dünyaya açılmasından sonra arama motoru rekabetinde rakiplerini geride bırakarak ilk büyük savaşı kazanan Yahoo olmuştu. Ta ki Google gelene dek.

Google ikinci aşamanın (sürpriz) büyük galibidir. Zaman içinde ilgi alanını arama motoru dünyasından ötelere çevirmiş olup bugün pek çok alanda hizmet vermektedir (Youtube’dan Google Earth’e, Gmail’den Blogspot’a dek).

Ancak Mayıs ayında yayınlanan İngiltere kaynaklı bir istatistik savaşın üçüncü aşamasının sinyallerini mi veriyor diye merak uyandırdı. Bu istatistiğe göre İngiltere’de Mayıs 2010’da ilk defa sosyal ağ sitelerine erişenlerin oranı (% 11, 88) arama motorlarına erişenlerin oranını (%11,33) geçmiş durumda (Kaynak: Web analiz şirketi Hitwise).

Sosyal ağlar deyince İngiltere’de de ilk akla gelen site Facebook. Facebook’un popülerlik oranı %55 düzeyinde. En yakın takipçisi olan Youtube’a fark atmış durumda (% 16,47).

Her ne kadar Youtube, Google’un bir şirketi olsa da popülerlik açısından Facebook gibi sitelerin Google’u geride bırakmasının çok ciddi finansal sonuçları da söz konusu olacaktır. Farklı kategorilerde olmakla birlikte her ikisi de pek çok internet gezgini için çeşitli web sitelerine erişmede sıçrama tahtası olarak görev yapmakta. Hal böyle olunca da çok ciddi anlamda reklam imkanı bu tür sitelerde toplanmış durumda.

Facebook ya da Google gibi bir site ana durak ise buradan erişilen diğer siteler tali durak durumunda kalmaktalar. Ana durağın çektiği trafiğin tali durakların neredeyse toplamı kadar olacağından reklam gibi imkanların ana durak statüsündeki bu sitelerde yoğunlaşması tesadüf olmasa gerek.

Böyle bir savaş olacaksa Google gibi bir sitenin bundan kazançlı çıkıp çıkamayacağı ciddi bir soru olarak gündeme gelecektir. Sonuç olarak Google ne aradığını bilen bireylerin bu arayışlarına bir çözüm üretmek üzere orada. Daha ziyade bir erkek müşterinin alış veriş yapma modeline benzetilebilir. (Mağazaya girer, alacağı kategorideki mallara bakar, gözüyle seçer, çok nadir olarak deneme kabinini kullanır, alır ya da almaz ve mağazadan ayrılır).

Facebook türü sosyal ağ ortamları ise belli bir şey aramaktan ziyade zaman geçirme odaklı bireylerin gelip “takıldığı” bir ortamdır. Bu ruh halindeki bir kişinin zihninde belli bir amaca ulaşma, belli bir şey yapma zorunluluğu yoktur. Daha ziyade zamanını kaliteli geçirme arzusu söz konusudur ve “tekliflere açıktır”.

Dolayısıyla duvarına eklenmiş bir video, bir arkadaşının bir fotoğrafa yaptığı kısa bir yorum, o an için kullanıcıyı hiç aklında olmayan yerlere götürebilir. Bu da nispeten kadın müşterilerin alış veriş yapma modeline benzetilebilir. (Bir şeyler almak kadar, arama sürecinin kendisi de bir amaçtır ve herhangi bir şeyle sınırlandırılmak istemez).

Belki de bu bakış açıları zaman içinde dijital ortama ciddi anlamda yön verecektir. ABD merkezli bir başka istatistiğe göre Amerika’da genç kadınların sabah kalktıklarında ilk yaptıkları şeyler listesinde Facebook’a girmek de yer alıyor.

Şöyle bir düşünelim: Sabah otobüse/metroya binmiş işine ya da okuluna gitmekte olan bir kişi aklında bir şey yoksa cep telefonundan internete girecek bir sebebi yoktur. Ama aynı kişinin Facebook’a girip ne var ne yok diye bir bakması için bir nedeni olmasına da gerek yoktur!

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1218) - Ooof Off Line Köşesi - 23 07 2010

Hiç yorum yok: