Dijital teknolojideki gelişmelerin kitap üzerindeki etkisi sadece e-kitap dönüşümü ile sınırlı değil. Son 40 yıl içindeki gelişmelerin bu alanda ne tür değişimlere neden olduğunu daha detaylı irdelemek gerek. 2040 yılında belki de dijital kağıt üzerinde yayınlanan e-kitaplarda da selüloz tadı olabilecek. Peki selüloz bağımlılarının bu görmeye ömrü yetecek mi?
Geçtiğimiz günlerde yaptığım yurtdışı seyahati sırasında okuduğum bir kitap vesilesiyle öğrendim. Eski kitapları onaranların bir türevi olarak ortaya çıkan yeni bir meslek varmış: Eski kitapları mevcut halleriyle korumak.
Kurgu türündeki kitabın bir bölümünde neden kitabı “onarmak” yerine “mevcut halini koruma”nın tercih edilmesi gerektiğini şöyle izah ediyordu “esas kadın” : Eski bir kitabı bugünün mevcut teknolojileriyle incelediğimizde, bazı önemli izleri tespit edemeyebiliriz. Bu izler kitabın hayatı hakkında çok önemli bilgileri içeriyor olabilir. Eğer kitabı onarırsak, belki de gelecek onyıllarda ortaya çıkacak yeni teknoloji sayesinde çözüme kavuşturulacak o izleri silmiş oluruz. Böylece kitabın hayatıyla ilgili o bilgilere hiçbir zaman ulaşamayız.
Görüldüğü üzere teknolojinin kitap üzerindeki etkisi sadece kağıda basılması yerine elektronik cihazlar marifetiyle okunur hale getirilmesi ile sınırlı değil. Özellikle eski kitaplarla ilgili yapılan çalışmalarda teknolojiden ileri düzeyde istifade edilmekte.
Bu vesile ile araştırma yaparken kitapla ilgili olabilecek teknolojik gelişmeler konusunda bir “e-kitap” çıktı karşıma. Kitapları ücretsiz olarak dijital dünyaya aktarma misyonu olan Gutenberg Projesi kapsamında yer alan “Herkes için Teknoloji ve Kitaplar” adını taşıyor. Kitabın girizgahındaki kilometretaşlarından bazılarını sizlerle paylaşmak ve son 40 yılda teknolojinin bu açıdan da bakıldığında ne kadar geliştiğini göstermek istedim:
1971 : Gutenberg Projesi. İlk dijital kütüphane fikri.
1974 : Internet kalkışa geçiyor.
1977 : İlk yaygın bibliyografi formatı UNIMARC
1984 : Yazılım için yeni bir telif anlayışı : COPYLEFT
1990 : Webin yaygınlaşmaya başlaması.
1993 : Online Books Page ücretsiz e-kitap listesi.
1993 : PDF formatının piyasaya çıkması.
1994 : İlk kütüphane web sitesinin açılışı.
1994 : Yayıncıların bazı kitaplarını ücretsiz olarak internetten sunmaya başlaması
1995 : Amazon.com – ilk büyük e-kitapçı.
1995 : Medyanın internette yayın yapmaya başlaması.
1996 : Palm Pilot’un çıkışı – ilk avuçiçi bilgisayar.
1996 : Webin arşivlenmesi için Internet Archieve’in kurulması.
1997 : Internetten yayıncılığın yaygınlaşması.
1999 : Kütüphanecilerin webmaster haline gelmeye başlaması.
1999 : Open eBook formatının e-kitap standardı olması.
1999 : Yazarların internetten erişilir hale gelmesi.
2001 : Wikipedia’nın açılışı.
2001 : Telif konusunda yeni oluşum : CreativeCommons.
2003 : MIT Üniversitesinin ders içeriklerini internetten yayınlaması – OpenCourseWare.
2004 : Google Print (daha sonraki adıyla Google Books) yayında.
2005 : Open Content Alliance’ın (OCA) global dijital halk kütüphanesini açması.
2006 : Microsoft’un dijital arşivden araştırma hizmeti: Live Search Books
2007 : “Güvenilir” bir kooperatif-ansiklopedi : Citizendium.
Japonyalı fütüristler 2020 yılında kağıdın yerini katlanabilir bir malzemenin alacağını ve gazetelerin bu malzeme üzerinde yayınlanacağını öngörüyor. Keza 2040lı yıllarda da TV yayınlarının tad ve koku duyularına yönelik yayın yapabileceğini belirtiyor. Demek ki sadece yirmi yıl boyunca (2020-2040) selülozun tadından mahrum kalacağız. Sonra dijital ortamda da o tadı alabiliyor olacağız! O halde soru şu: Ömrümüz bunları görmeye yetecek mi; ya da ömrü yetecek olanlarda hala geçerli bir selüloz saplantısı kalacak mı?
Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1232) - Ooof Off Line Köşesi - 29 10 2010
Geçtiğimiz günlerde yaptığım yurtdışı seyahati sırasında okuduğum bir kitap vesilesiyle öğrendim. Eski kitapları onaranların bir türevi olarak ortaya çıkan yeni bir meslek varmış: Eski kitapları mevcut halleriyle korumak.
Kurgu türündeki kitabın bir bölümünde neden kitabı “onarmak” yerine “mevcut halini koruma”nın tercih edilmesi gerektiğini şöyle izah ediyordu “esas kadın” : Eski bir kitabı bugünün mevcut teknolojileriyle incelediğimizde, bazı önemli izleri tespit edemeyebiliriz. Bu izler kitabın hayatı hakkında çok önemli bilgileri içeriyor olabilir. Eğer kitabı onarırsak, belki de gelecek onyıllarda ortaya çıkacak yeni teknoloji sayesinde çözüme kavuşturulacak o izleri silmiş oluruz. Böylece kitabın hayatıyla ilgili o bilgilere hiçbir zaman ulaşamayız.
Görüldüğü üzere teknolojinin kitap üzerindeki etkisi sadece kağıda basılması yerine elektronik cihazlar marifetiyle okunur hale getirilmesi ile sınırlı değil. Özellikle eski kitaplarla ilgili yapılan çalışmalarda teknolojiden ileri düzeyde istifade edilmekte.
Bu vesile ile araştırma yaparken kitapla ilgili olabilecek teknolojik gelişmeler konusunda bir “e-kitap” çıktı karşıma. Kitapları ücretsiz olarak dijital dünyaya aktarma misyonu olan Gutenberg Projesi kapsamında yer alan “Herkes için Teknoloji ve Kitaplar” adını taşıyor. Kitabın girizgahındaki kilometretaşlarından bazılarını sizlerle paylaşmak ve son 40 yılda teknolojinin bu açıdan da bakıldığında ne kadar geliştiğini göstermek istedim:
1971 : Gutenberg Projesi. İlk dijital kütüphane fikri.
1974 : Internet kalkışa geçiyor.
1977 : İlk yaygın bibliyografi formatı UNIMARC
1984 : Yazılım için yeni bir telif anlayışı : COPYLEFT
1990 : Webin yaygınlaşmaya başlaması.
1993 : Online Books Page ücretsiz e-kitap listesi.
1993 : PDF formatının piyasaya çıkması.
1994 : İlk kütüphane web sitesinin açılışı.
1994 : Yayıncıların bazı kitaplarını ücretsiz olarak internetten sunmaya başlaması
1995 : Amazon.com – ilk büyük e-kitapçı.
1995 : Medyanın internette yayın yapmaya başlaması.
1996 : Palm Pilot’un çıkışı – ilk avuçiçi bilgisayar.
1996 : Webin arşivlenmesi için Internet Archieve’in kurulması.
1997 : Internetten yayıncılığın yaygınlaşması.
1999 : Kütüphanecilerin webmaster haline gelmeye başlaması.
1999 : Open eBook formatının e-kitap standardı olması.
1999 : Yazarların internetten erişilir hale gelmesi.
2001 : Wikipedia’nın açılışı.
2001 : Telif konusunda yeni oluşum : CreativeCommons.
2003 : MIT Üniversitesinin ders içeriklerini internetten yayınlaması – OpenCourseWare.
2004 : Google Print (daha sonraki adıyla Google Books) yayında.
2005 : Open Content Alliance’ın (OCA) global dijital halk kütüphanesini açması.
2006 : Microsoft’un dijital arşivden araştırma hizmeti: Live Search Books
2007 : “Güvenilir” bir kooperatif-ansiklopedi : Citizendium.
Japonyalı fütüristler 2020 yılında kağıdın yerini katlanabilir bir malzemenin alacağını ve gazetelerin bu malzeme üzerinde yayınlanacağını öngörüyor. Keza 2040lı yıllarda da TV yayınlarının tad ve koku duyularına yönelik yayın yapabileceğini belirtiyor. Demek ki sadece yirmi yıl boyunca (2020-2040) selülozun tadından mahrum kalacağız. Sonra dijital ortamda da o tadı alabiliyor olacağız! O halde soru şu: Ömrümüz bunları görmeye yetecek mi; ya da ömrü yetecek olanlarda hala geçerli bir selüloz saplantısı kalacak mı?
Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1232) - Ooof Off Line Köşesi - 29 10 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder