Perşembe, Kasım 04, 2010

OLDUKÇA SOSYAL BİR ÜLKE OLMALIYIZ

Facebook’ta dünya dördüncüsüyüz. Dünya bizi sosyal bir toplum olarak yorumlarken, biz kendimizi nasıl yorumluyoruz? Bu yorumların yanısıra bilimsel araştırmalar yapıp da ortaya bilimsel tezler atabilmiş miyiz? Yoksa meydan başkalarına mı kalmış?

New York’taki bir konferansta Türk gazetecilerle de görüşen Facebook’un teknoloji başkanı Bret Taylor, Türkiye’nin ABD, İngiltere ve Endonezya’dan sonra dünyada en çok Facebook kullanıcısı olan dördüncü ülke olmasıyla ilgili yaptığı yorum bu : “Oldukça sosyal bir ülke olmalısınız!”

Taylor’un verilerine göre toplam 500 milyonun üstünde üyesi olan Facebook’ta 22 milyon 600 bin Türk üye var. Bir başka deyişle ülkemiz nüfusunun neredeyse %30’u Facebook’a üye.

Taylor Endonezya’nın durumunu, Endonezyalı gazetecilerle görüşüp onlara da “oldukça sosyal bir ülke” olup olmadıklarını sormuş mu bilmiyorum. Ancak benim dikkatimi bu haberi internette yayınlayan sitelere bizim Türklerden gelen yorumlar çekti. Bazı örnekler:

“Sokakta bir arkadaşı yokken face’de bin sözde arkadaşı olan bir çöpçatan sitesi”

“Sokakta arkadaşını tanımamazlıktan gelen, ikili cinsiyet ilişkilerinden çekinenlerin, söyleyecek sözü olmayan insanların üye olduğu bir site işte”

“Sahte ve geçici dostluklara bile muhtaç olduğumuzun göstergesi”

“Facebook kullanım oranı bir milletin aczini, boşluğunu, antisosyalliğini, baskı altında olduğunu, kaytarmacı olduğunu ve sevgisizliği gösterir, övünülecek bir şey değil”

“Türkiye ve Endonezya... Bastırılmış toplumlar”

“Bir ülkenin neden gelişmediğinin en büyük göstergesi”

“Ne sosyalliği millet işsizlikten bu sitede vakit harcıyor. İşsizlikte ülke kaçıncı sırada bi bakın anlarsınız”

“Sosyal olma özelliğimizden değil arkadaş, paramız yok maalesef beleş eğlence işte bir de kapalı toplumuz bir kıza söyleyemeyeceğimiz şeyleri facebooktan söylüyoruz”

Görünen o ki Taylor’ın verileri ve yorumu facebook kullanıcıları açısından bambaşka bir anlam ifade ediyor. Hatta işi iyice ilerletip, bir kişinin özellikle “kız tavlamak” için birden çok hesap açtığı da belirtilerek aslında 22 milyon 600 binlik üye sayısının 22 milyon 600 bin Türk’e karşılık gelemeyeceğini iddia eden de var.

Facebook gibi sosyal ağların belli bir açığı kapatmaya hizmet ettiği tartışılmaz bir gerçek. Bundan dolayı bu tür siteleri eleştirmek sorunu ıska geçmek anlamına gelecektir. Daha ziyade bir toplumun üyelerinin bu tür bir siteyi (Facebook ya da benzeri başka siteleri) ne amaçla kullandığını, ne kadar süre ile kullandığını, hayatlarında ne tür bir açığı kapattığını tespit etme gibi içinde yaşadığımız toplumu daha iyi anlamamızı sağlayacak hususlara odaklanılması gerekir. Bu açıdan irdelendiğinde bu siteler üniversitelerimizin sosyoloji dallarının üzerine profesyonelce eğilmesi gereken doğal birer araştırma alanıdır.

Toplumumuzu daha iyi anlamak için sosyoloji bölümleri bu bol ve bedava veriden istifade ediyor mu bilemiyorum ama ortada toplum hakkında ahkam kesme konusunda uzmanlaşmış pek çok sözde sosyologun olduğu kesin. Kendilerini her gün medyada izliyor, toplumu nasıl tanımladıklarını, onu nasıl manipüle ettiklerini ve kendi tezlerini doğrulamak için toplum üzerinde nasıl kalıcı hasar oluşturduklarını görüyoruz. Açık (ya da özgür) bir toplumda kabahatin sadece suistimal edicilere ya da beceriksizlere tahvil edilmesi ne kadar sağlıklı?

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1230) - Ooof Off Line Köşesi - 15 10 2010

Hiç yorum yok: