Çarşamba, Kasım 24, 2010

YOUTUBE BAROMETRESİ NEYİ ÖLÇER?

Youtube açılsa da kapatılsa da işin can alıcı asıl kaynağına erişim yine engellenmiş olacak! Nedir o temel olgu? Dünyada idrak edilmekte olan dijital devrime karşılık ülkemizin acizce yerine mıhlanmış olması.

“Youtube yasağı kalktı, derin bir oh çekebiliriz” diyemeyeceğim. Hem yasağın kalkma sürecindeki şark kurnazlığı, hem de silahın geri tepmesi hevesimizi kursağımızda bıraktı. Youtube aynı (anlamsız) sebeplerden dolayı her an yeniden kapatılabilir (belki de şu an kapatılmıştır).

Öte yandan geçtiğimiz günlerde BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu) Başkanı Sn Tayfun Acarer bu sıkıntılara neden olan ilgili yasanın yeniden düzenlenmesine yönelik bir çalışmanın yapılmakta olduğunu ve Kasım ayı sonuna dek çalışmanın tamamlanabileceğini söyledi.

Temelde değiştirilecek olan şey şu: Kaldırılmasına hükmedilen bir içerik söz konusu olduğunda bunun için o içeriğin olduğu web sitesinin tamamına değil sadece ilgili web sayfasına erişim engellenecek.

Evet belki Sn Acarer’in belirttiği yönde yapılacak çalışma tamamlandıktan ve yasal süreç icra edilerek gerekli kanun ya da yönetmeliklerde düzenlemeler yapıldıktan sonra konu daha sağlıklı bir seviyeye taşınmış olacak ama acaba temelde mentalite seviyesinde bir şeyler değişmiş olacak mı? Böylece gelecekte buna benzer durumlar söz konusu olduğunda daha sağlıklı değerlendirme mekanizmalarımız kurulmuş olacak mı? Dijital kültürün özü idrak edilmiş olacak mı? Dijital kültür ögelerinin bir tehdit değil toplumumuzun yaşam kalitesinin artırılması için birer fırsat olduğunu anlaşılacak mı? Sanmıyorum!

Neden mi? İki yıldır youtube başta olmak üzere benzer türdeki binlerce site için böyle bir çalışma yapılması konusunda Türkiye’deki konunun uzmanlarının dilinde tüy bittiği halde kılını kıpırtmayan kamu yönetimi ne oldu da bir anda harekete geçti? (Youtube yasağının AİHM’ye bile yansımış olduğunu anımsayalım). Önce bu soruya bir cevap arayalım.


Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Sn Abdullah Gül’ün ABD’ye yapmış olduğu ziyarette kendisine bu konuda yöneltilen sorulara (belki de yanlış bilgilendirilmesi nedeniyle) gerçeği tam yansıtmadığı yorumları yapılan cevaplar vermek zorunda kalması ve konunun kıyısından köşesinden siyasi zemine doğru kaymaya başlaması, bu mekanizmayı devreye sokmuş görünüyor. Sn. Cumhurbaşkanı ülkemizde internete uygulanan yasaklamacı tavrın basit bir vergilendirme ve vergi yasalarının güncel olmama haline bağlamıştı. Oysa uluslararası değerlendirmelerde Türkiye şu an internete en ciddi sansürü uygulayan ülkeler listesinin üst sıralarında yer alıyor. Engellenen site sadece youtube değil; bu sayının beş bin civarında olduğu biliniyor.

Şimdi kültürümüze onyıllardır enjekte edilmiş olan “aman yabancıya karşı zor duruma düşmeyelim, ayıp olmasın” yaklaşımı ile alelacele bir şeyler yapıyoruz. Doğal olarak bugünün sorununu çözmüş olacağız belki ama dijital kültürün, bilgi ve iletişim teknolojilerinin bugün gelmiş olduğu seviyeyi özümseyemedikten, bunları bireyin ve toplumun hayatına hava ya da su gibi zaruri bir gereksinim bakış açısıyla değerlendirip entegre edemedikten sonra bu tür çözümlerin günü kurtarmaktan öteye geçemeyeceği gerçeği değişmiş olmayacak.

İşin can alıcı asıl kaynağına erişim yine engellenmiş olacak! Nedir o temel olgu? Dünyada idrak edilmekte olan dijital devrime karşılık ülkemizin acizce yerine mıhlanmış olması. Ondan nasıl istifade edebileceğini hala göremiyor olması. (Ha bu arada Facebook’ta lak lak yapmada dünya dördüncüsüyüz!)

Cumhuriyet Bilim Teknoloji (1234) - Ooof Off Line Köşesi - 12 11 2010


Hiç yorum yok: