...pek çok kişinin unuttuğu üzere, interneti ne ABD yönetiyor, ne de bir başka ülke !...
Orwell’in, Hayvan Çiftliği kitabından tüm dünyaya yayılan bu cümle son dönemde ABD’de internet için de gündeme geldi.
Daha eşit olmak isteyenler, K.Amerika’da internet altyapısını sunan telekom firmaları. Eşit olan diğerler ise Google, Yahoo gibi bu altyapıları kiralayarak bunun üstünden hizmet veren dev firmalardan tutun da üç dört kiloluk web sitesi olan herkes.
1996 yılında ABD kongresinde kabul edilen ve telekom hizmetlerinin tekelci modelden liberal modele geçmesini sağlayan kanuna bu yıl içinde yapılması istenen düzenleme ile herkesin eşit olduğu internette birileri daha çok eşitlik istiyor.
Google, Yahoo gibi internetin yerlisi olmayan, ancak ellerinde altyapı imkanı sayesinde, bu yerlilerin hayat bulmasını bir yerde olanaklı kılan telekom şirketleri, bir yandan kendi hatları üzerinden akan veri trafiğinin önceliklendirilmesini talep ediyor. Diğer yandan da bu öncelikli trafiği kullanarak, son kullanıcılara katma değerli hizmet vermek istiyor.
Ne tür hizmetler mi? Mesela geniş bant imkanı üzerinden film satma, kiralama, izleme gibi yüksek veri trafiği gerektiren hizmetler.
Şimdi bir yerde iki saatlik bir film için diyelim ki beş dolar ödeyecek bir müşteri varken diğer yanda aylık sabit fiyat üzerinden epostalarını kontrol eden bir müşterinin ne kadar değeri olabilir?
Internet, tanım gereği, en iyi performans üzerine kurulu bir yapıya sahip (best effort). Bir başka deyişle, mimarisinin temelinde, üzerinden geçmekte olan trafiği, içeriğini ayırt etmeden, elinden gelen en iyi rotayı bularak taşımak modeline sahip (IP adresi denilen ve ne işe yaradığını pek çok kullanıcının bilmediği o TCP/IP veri taşıma mimarisinin özünde bu var).
Trafiği, türüne göre önceliklendirme, yani eski Moskova caddelerindeki gibi, sadece üst düzey devlet görevlilerine tahsis edilen şeritler gibi, sadece belli tür hizmetler için belirlenmiş veri trafik kapasitesinin, diğer trafikten soyutlanması, yukarıda belirttiğim en iyi efor mantığıyla uyuşmuyor.
Uyuşmamazlık teknik bir eksiklik değil – yanlış anlaşılmasın. IP mimarisi bu özel trafik uygulamasını olanaklı kılar. Bu tür imkanlar, büyük şirketlerin kendi iç veri ağlarında kullanılıyor (buna Quality of Service – Hizmet Kalitesi deniyor). Ancak genel internet trafiğini bu şekilde parsellediğinizde, “en iyi efor” mantığı kağıt üzerinde kalmış olacak.
İşin tabii bir başka boyutu da var. Bizler, interneti son 15 yıldır sivil ya da ticari amaçla kullanan kitle, bir yerde kim oluyoruz ki, zamanında bizler düşünülerek geliştirilmemiş bu mimarinin, eşitlik ilkesinin bozulmaması için mücadele veriyoruz?
Bu altyapı zaten soğuk savaş döneminde savunma amacıyla ve askeri bütçelerle icat edilmedi mi? Daha sonra sadece Amerikan devlet kurumlarının ve daha sonra da diğer müttefik ülkelerin devlet kurumlarının erişimine açılmadı mı?
Sivil halkın ve ticari işletmelerin internete erişmeleri, genişleme sürecinin ancak son halkasını oluşturmaktadır. Oysa şimdi özellikle bu kesim, neredeyse ta ilk günden beri resmin içinde olan altyapı sağlayan telekom firmalarına kafa tutuyorlar.
Telekom firmaları da haklı. Onlar otuz yıldır işin cefasını çekerken, Google gibi firmalar milyar dolarlık şirketler haline geldi ve bu pastadan ne yazık ki telekom şirketleri tam manasıyla istifade edemedi.
Şimdi intikam zamanıdır!
Konunun detaylarını çok da bilmeyen ABD kongresi, şimdilik bu yasa değişiklik tasarısının görüşülmesini erteledi. Bazıları artık istenen değişikliğin gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu ve internetin mevcut ruhunu koruyacağını savunurken, diğer bazı otoriteler ise savaşın henüz bitmediğini söylüyor.
İşin bir başka ilginç noktası ise ABD kongresinin bu konuda alabileceği olası bir kararın güdüklüğü ile ilgili. Çünkü alınacak bu türden bir karar ancak ABD toprakları içinde uygulanabilir. Bu sınırların dışında kalan internet altyapısında ise herhangi bir geçerliliği söz konusu olamaz.
Çünkü pek çok kişinin unuttuğu üzere, interneti ne ABD yönetiyor, ne de bir başka ülke !...
Daha eşit olmak isteyenler, K.Amerika’da internet altyapısını sunan telekom firmaları. Eşit olan diğerler ise Google, Yahoo gibi bu altyapıları kiralayarak bunun üstünden hizmet veren dev firmalardan tutun da üç dört kiloluk web sitesi olan herkes.
1996 yılında ABD kongresinde kabul edilen ve telekom hizmetlerinin tekelci modelden liberal modele geçmesini sağlayan kanuna bu yıl içinde yapılması istenen düzenleme ile herkesin eşit olduğu internette birileri daha çok eşitlik istiyor.
Google, Yahoo gibi internetin yerlisi olmayan, ancak ellerinde altyapı imkanı sayesinde, bu yerlilerin hayat bulmasını bir yerde olanaklı kılan telekom şirketleri, bir yandan kendi hatları üzerinden akan veri trafiğinin önceliklendirilmesini talep ediyor. Diğer yandan da bu öncelikli trafiği kullanarak, son kullanıcılara katma değerli hizmet vermek istiyor.
Ne tür hizmetler mi? Mesela geniş bant imkanı üzerinden film satma, kiralama, izleme gibi yüksek veri trafiği gerektiren hizmetler.
Şimdi bir yerde iki saatlik bir film için diyelim ki beş dolar ödeyecek bir müşteri varken diğer yanda aylık sabit fiyat üzerinden epostalarını kontrol eden bir müşterinin ne kadar değeri olabilir?
Internet, tanım gereği, en iyi performans üzerine kurulu bir yapıya sahip (best effort). Bir başka deyişle, mimarisinin temelinde, üzerinden geçmekte olan trafiği, içeriğini ayırt etmeden, elinden gelen en iyi rotayı bularak taşımak modeline sahip (IP adresi denilen ve ne işe yaradığını pek çok kullanıcının bilmediği o TCP/IP veri taşıma mimarisinin özünde bu var).
Trafiği, türüne göre önceliklendirme, yani eski Moskova caddelerindeki gibi, sadece üst düzey devlet görevlilerine tahsis edilen şeritler gibi, sadece belli tür hizmetler için belirlenmiş veri trafik kapasitesinin, diğer trafikten soyutlanması, yukarıda belirttiğim en iyi efor mantığıyla uyuşmuyor.
Uyuşmamazlık teknik bir eksiklik değil – yanlış anlaşılmasın. IP mimarisi bu özel trafik uygulamasını olanaklı kılar. Bu tür imkanlar, büyük şirketlerin kendi iç veri ağlarında kullanılıyor (buna Quality of Service – Hizmet Kalitesi deniyor). Ancak genel internet trafiğini bu şekilde parsellediğinizde, “en iyi efor” mantığı kağıt üzerinde kalmış olacak.
İşin tabii bir başka boyutu da var. Bizler, interneti son 15 yıldır sivil ya da ticari amaçla kullanan kitle, bir yerde kim oluyoruz ki, zamanında bizler düşünülerek geliştirilmemiş bu mimarinin, eşitlik ilkesinin bozulmaması için mücadele veriyoruz?
Bu altyapı zaten soğuk savaş döneminde savunma amacıyla ve askeri bütçelerle icat edilmedi mi? Daha sonra sadece Amerikan devlet kurumlarının ve daha sonra da diğer müttefik ülkelerin devlet kurumlarının erişimine açılmadı mı?
Sivil halkın ve ticari işletmelerin internete erişmeleri, genişleme sürecinin ancak son halkasını oluşturmaktadır. Oysa şimdi özellikle bu kesim, neredeyse ta ilk günden beri resmin içinde olan altyapı sağlayan telekom firmalarına kafa tutuyorlar.
Telekom firmaları da haklı. Onlar otuz yıldır işin cefasını çekerken, Google gibi firmalar milyar dolarlık şirketler haline geldi ve bu pastadan ne yazık ki telekom şirketleri tam manasıyla istifade edemedi.
Şimdi intikam zamanıdır!
Konunun detaylarını çok da bilmeyen ABD kongresi, şimdilik bu yasa değişiklik tasarısının görüşülmesini erteledi. Bazıları artık istenen değişikliğin gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu ve internetin mevcut ruhunu koruyacağını savunurken, diğer bazı otoriteler ise savaşın henüz bitmediğini söylüyor.
İşin bir başka ilginç noktası ise ABD kongresinin bu konuda alabileceği olası bir kararın güdüklüğü ile ilgili. Çünkü alınacak bu türden bir karar ancak ABD toprakları içinde uygulanabilir. Bu sınırların dışında kalan internet altyapısında ise herhangi bir geçerliliği söz konusu olamaz.
Çünkü pek çok kişinin unuttuğu üzere, interneti ne ABD yönetiyor, ne de bir başka ülke !...
Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 01 09 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder