Cuma, Eylül 01, 2006

TUŞLAYIP TIKLAYARAK KONUŞMABİLMEK !


Bildik dünyada iletişim adabı konusunda deneyimi olan sanal göçmenler sanal dünyada birbirine girerken, bu konuda emekleme aşamasında olan sanal yerlilerin bu denli sorunsuz iletişim kurması sizce de üzerinde durulması gereken bir olgu değil mi?


Sanal alem müdavimlerinin girdikleri dialoglarla ilgili olarak elimde iki tane kıstas var. Birincisi dijital göçmen olan ben ve benim gibilerin (yaşı 25in üstünde olanların) birbirleri arasındaki sanal dialoglar (yani chat ve/veya tartışma listelerindeki dialogları). Diğeri ise dijital dünya yerlisi olan kızımın kendi akranları ile girdiği dialoglar.

Ortada çok net bir ayrım var. O da göçmen olan bizlerin, yazılan çizilen her bir noktayı, virgülü çok ciddiye alıyor olmamız. Belki de dijital yerlilerde olması gerektiğine bahse gireceğimiz bir özelliğin, onlarda değil ama tam tersine biz göçmenlerde olması. O da, bilgisayar ekranından göremediğimiz, karşımızdaki kişinin bir insan olduğunu unutmak ve aslında onun bir eposta adresi ya da bir takma isim (nickname) olduğunu düşünmek.

Bu ne anlama geliyor? Eğer siz de göçmenseniz, üyesi olduğunuz bir tartışma ortamında zaman zaman birilerinin birbiri ile “sanal tartışma ortamında nasıl tartışılması, yazılan epostalarda ne tür bir üslup kullanılması” gerektiğini tartışmaya başladıklarına şahit olmuşsunuzdur (asıl tartışılmakta olan konuyu bir kenara bırakarak).

Bu tür bir tartışmaya giren bireylerin birbirini tanımıyor olmalarına, sadece sanal alemden tanışık olmalarına gerek yok. Birbirini tanıyan, seven, sayan kişiler bile bu tür tartışmalara girebiliyor.

Neden?

Bu sorunun cevabını dijital yerlileri izleyerek anlamaya, idrak etmeye çalıştım. Tespit ettiğim temel fark şurada : Dijital dünyanın yerlileri, yolunda gitmeyen bir şey olduğunda, onu doğrudan yok sayarak yollarına devam ediyorlar.

Örneğin chat yaparken birisi ileri geri bir laf mı etti; o kişi ile bir daha yazışmıyor ve bağlantıyı anında kesiyorlar.

Ya da üyesi olduğu bir tartışma listesinde, tartışma üslubu ile ilgili, burundan yukarı üfleyen ses tonunda bir eposta mı almışlar. Ona cevap verip sinirlenmek, üslüp ile ilgili tartışmak vb yerine, o epostayı silip yok sayıyorlar.

Böylece tohum düzeyindeki sorun, doğmadan yok oluyor.

Sorun ortaya çıkmadığı için ne kazanan ne de kaybeden oluyor.

Birbirlerine laf yetiştirme, laf sokma (yeni tabirle “kapak olma”) konusunda yüzyüze geldiklerinde bu kadar yarış halinde olan bu gençlerin sanal dünyaya girdiklerinde kendilerinden beklenmedik bir olgunluk göstermeleri ne kadar ilginç!

Bundan daha ilginci ise yüzyüze geldiklerinde her türlü kuralı dikkate alan yetişkinlerin, bilgisayar ekranının karşısına geçtiklerinde yüzseksen derece değişmeleri. Ulu orta birbirlerine girme konusunda sınır tanımamaları.

Biz sanal göçmenler, sanal dünyanın rajonunu doğal anlamda bilmediğimizden sürekli açık veriyoruz. Ancak bir topluluk önünde oturmasını, kalkmasını, konuşmasını, takınılacak üslubu çok iyi bildiğimizden oralarda başarılıyız.

Sanal yerliler ise daha bu olgularda gelişme göstermemiş durumdalar. Okuda öğretmenleriyle ya da evde ebeveynleriyle kurdukları dialog bu kategorideki amatörce deneyimleri. Ancak onlar da sanal dünyada çok iyiler.

Biz onlara birşeyler öğretmeyi doğal bir sorumluluk olarak addetmiş sürekli beyinlerine bir şeyler sokmaya çalışıyoruz. Onlar ise sanal dünyada elimizi kolumuzu nereye koymamız gerektiği konusunda bize yardımcı olma zahmetinde bile bulunmuyorlar.

Hal böyle olunca da sanal odalardaki gürültü kulak zarını patlatacak seviyelere ulaşıyor. Allah biz göçmenlere hem sabır, hem de sanal dünyaya yerlilerin bakış açısından bakabilme becerisi niyaz eylesin. (Çıkmayacak duaya pek denmez ama yine de:) Amin!

Cumhuriyet Bilim Teknoloji - Ooof Off Line Köşesi - 25 08 2006

Hiç yorum yok: